SIĞINDIK İŞTEEstikçe delicesine rüzgâr, savurdu bizi Ve içinden geçerken anın hem deminde Silsilesiyle yüklenmekteyken gamlar Yürek burkulmuştu zaten de, gözde de yaşlar O anların gelmesinden önce başlardı sis Nasıl da coşkusunu verirdi içe bir garip his Kendimizi dinlerdik ta derinlerden tefekkürle Neden ve niçinleri de hayra yorardık zihinde Tarifi olmayan bir liman arayışıydı fırtınada Azgınca yükselen dalgalardan kaçınış bu hızla İçinde de yükselmiyor mu bu savaş insanın Diş, tırnak, kol, el, ayak ve ne varsa savaşın. Hayli yorgunluk da olsa zafere inanış güzel Bu iman olmasa bizde okunurdu tezden gazel Düşmeleri de olsa hayat bu seyrüsefer Ucuzu hiç olmuş mu onun, sonundadır zafer. Bize ilham versin diye kulak verdik o iç sese Her seferinde anlayışla karşıladı, etmedi naz Belki de hayatımızın çoğundaydı bu hicaz Tutunuşun öyküsünü anlatmak istedik öyle Kim bilir kaç filmden, öyküden esintilerle Zamanı asla belli olmayan daraltıcı günlerde Felâha ulaşabilmek arzusuydu beslenen bizde. Kaç kalem eskittik, sayfalarca kağıt tükendi Maneviyat ikliminden nice mevsimler geçti Her düştükçe daha bir kuvvetle tutunuştu bu Güne değebilmek ideali en büyük coşkuydu Oyun değildi bunlar, hakikatin de ta kendisi İnsanlar hayallerinin ve duygularının esiri Tam da bu gerçekten kalkmaktı ilk adım Düşlerin de olmalıydı esin, adım adım Güzelliklere dokunuşun telaffuzu bu adım İsterdim ki her şafakta dilden eksik olmasın Neleri dillendirirsek içten, açsın ama solmasın. Nefretin vaveylalarıyla değil asla, sabırla Bilinmezlerin pusulası saklıdır her bir duada Dineceğine inanışı saklıyoruz fırtınanın Doğuşuna inandığınız her ne ise sarılın Üzemizden eksilecektir böylece kara gece Nasıl da yankılanacaktır iyiler letafetiyle Tam da buydu anlatmak istediğimiz gerçek Hangi yıkım ebedenmiş, hepsi bir bir bitecek. Saklanmak değil bunlar, doğru okumalıdır Gündüzün tesirini hissetmek aklın da kârıdır Nerede, ne zaman yaşandığının da yok önemi Hayata kendinden de bir şeyler verebilmeli Bu ivmeyi buluşta rehberimizdi o iman Anladım ki ona tutunuş anlık değil, her zaman İçiyle ve dışıyla bir bütün olduğunda insan Elbette hazzına varacaktır türlü neşenin Kurtulacaktır onu dibe batıran vesveselerden Işık olacaktır kalplerinde türlü kimsenin Ve yaşamak anlam bulacaktır elbette bu gidişle Derdimiz bunu anlamak ve anlatmaktı bizim de Olanca yıkımına karşın türlü hengâmelerin Aramaklı olduğumuz hakikatli duruş bu belki de Çoğu sarıldı bilmeden kurtuluşa erişmek için Acıyı şerbet etmeden ucuza içtilerdi niçin Sonrasında savrulmamak muradı ortak ise Maneviyat zeminine bu yüzden sığındık işte. Oğuzhan KÜLTE |
Güzel yürekli dost değerli kalemdaşım,
Sözlerinizi beğeni i,le okudum,
Kaleminiz kavi ilhamınız daim olması temennisi ile,
En kalbi duygularımla esenlikler dilerim.