Daha gençtim, sim
siyahtı saçlarım
Sevdalar uğruna çok
geceler yatmadım
Çalıştım, didindim, boşa yoruldum,
İyi, güzel adına battım çamura
Ağarttım saçımı, döktüm dişimi,
Yine de kimseye yaranamadım.
Açmadım zülfünü
sevdanın,el uzatmadım
Sevdadır ki o, asla kinle bakmadım
Bal yerine çok irinler,zehirler içtim
Takdire şayan kul, kul olamadım.
Uzandı raylar hep sılaya doğru
Benim
özlemimse oldu o yâre doğru
Eğilmedim namerte verdim lafını
Bozmadım edebimi bu bana hastı
Küçük bir tebessüm olsun görmedim.
Yarından da ahu gözlüm yarından
Ne çıkar sabah olmazsa bahtımdan
Belki de duyulur salam caminden
Namazıma bir gelenim olmadı.
Kapattım o defterleri açmam bir daha
Adadım kendimi ben ilme ve
çocuklara
Sevda kurşunları biraz yürek kanatsa da
Yaşarken öldüm zaten, yüzüm
gülmedi.
Okurdum Leyla ile Mecnunu, meftun olurdum
Aslıile Kerem`den teselli bulurdum
Aşk denince tutulur, dolunay olurdum
Gecelerimi ışık saçan olmadı.
Olmadı işte ne yaparsın kader böyle
Yaradan yazmış yazgıyı bu aciz kula
Sabır denen limana sarıldım çok defa
Derviş gibi bir murada ermedim.
Dünya dedikleri belliki iki kapı
Girdik birinden, göründü ufuktan öteki
Sevdalar bitmez elbette, o kadar çok ki,
Bunu deli gönlüme, ben anlatamadım.
Oğuzhan KÜLTE