Şarkı söyleyen kum tepeleriŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ay ’şeme
can içim, sevdiceğim istersen bana yazabilirsin olağanüstü sayılmayan mucizelerden birini kıvrımları kımıldayan incecik dalda kayıtsızca duruşunu ayaklanmasını sonra kalbinin kan atlarına sarışını her birimizi kaplamasını bir aralık bulunca baş ucumuzda yaşam bitkisinin sesine buğulu simler döküleceğini bile isteye geçmişin zerresi nasıl dolaştı içindeki avluyu seni benimle toplayan ve uzak yerlere götüren pıhtıyı yazabilseydim sürülmüştü de sineye yemyeşil akikler ben mi sızmak nedir bilmedim öldürürcesine geçildi ve gitti gidişin sahrada sürüklenen karaçalının serpildikçe deniz atlası çizen düğümlenişi sen ben ve içten içe bildiklerimiz teline reçine sürülmüş sesler birbirine ılıştıran derinlik birbirine lehimleyen uzaklık bana göre bitkinlik iğne kutusu, sahibinin sesinde ,, susardı giz dolu coğrafyanın en yangın dilinde susardık dağılırdı kuşkunun sisi ve kalabalığı yalnızlığı bilmenin bilmiyorum belkide yazabilmek istersin okunacaklar arasına işaret bırakınca kim bilir ve lütfen reyhan yapraklarının hep en tazesini kalbi, kalplerle örtüşen kuşlar tanır birbirini hiç kimsenin gitmeyeceği gidince bulunmayacağı kalınacak gibi değilken sancıdığı bir yeri ağaçların altını ezbere biliyorduk çeliğini ağzının severek biliyordun kesildi ah incindi siyah beyaz fotoğraflar ve papatyalar hakkında yazabilmiş olmayı isterdim eğilebilmenin narin kaslarını söğütlerin sen yazacak çok şey bulursun sevdiceğim ben. pek iyi değilim ~ |
tanidim seni!