Kendimi şiire hazırladımtozunu silkelerken terli karanlığın bahar batar baktığım aynalardan elime daha ne olsun bir ışık su içirir sarı toprağından buğdayın ve acının kamışlı türküsünde sarmaşıklarca yeşerir güller gözlerimin gök durağında uyusun da büyüsün içimde çocukla yalnızlığın giz beliği.. mevsim ipliği iklimin aşk kokusunda gece omzumun yanıbaşında ne güzeldir akan ırmaklar ne sevecendir herşeyimin sessiz cömertliğinde kirazlı bir dil/ gün doğumu şehir yâr sandığı ve kayığı rüyaların denizi anlatan kendimi şiire hazırladım yağmura ve pencere direklerine -nefesimde uçurum yokuşu- vaktin kırmızı kapısında ay tutarken soluğunu sevgilim ne güzelsin dağlara çiçek açacak su yürüyecek kıyı ikindisiyle.. ey canımın tek odalı buğu yangını kendimize büyüyen akşamlardan içeçeğim ağacın yağmurlu ellerini |
sonra. bulabildiğim ilk dizeden sonra bir ışık su içtim..
''öbür tarafında kim var'' diye sordum ..
Evet, soluk almak, susuzluğu gidermek bir eşitlik meselesi, eğer şiirle karşılıklı doyabilmişse insan.
Evet, gecenin terkisinden olumlu bir karar dökülecek.
uyanacak an tazeliğinde herkes. Küstüğü fiillerle barışacak, bahar türküleriyle yeşerecek diller. Aynalar sır saklamakta acemidir çünkü.
şiir ne güzelsin sen.
biçim ve içerik
ve arasındaki vazgeçilmez ilişki
ne nesneler bahşedilen estetik pelerini.
eyvallah şiirdaşıma
tebessümle .