SAATİ KIRIK KADINLAR MEYHANESİBilmezsiniz, bu meyhanenin ismini, Sorsam size, tarif edemezsiniz yerini. Zaman durmuştur burada ,kırıktır saatleri, Hüzünlüdür kadınlar ,paramparçadır kalpleri. Gömülmüştür tüm acı hikayeler meyhane duvarlarına , Kırıktır saatler ,zaman durmuştur burada. Kadehlerde yankılanır geçmişin sesi, Acılarla doludur, her birinin hikayesi. Sığınılacak bir limandır aslında burası, onlara sorsan. Kaçıp gizlenmişler buraya, kendi tufanlarından. Birinci Kadın, evlendirilmiş çocuk yaşta, Susmuş insanlar, umursamamışlar, geçilirken ırzına. Elinden alınmış çocukluğu, yaşadıkları hepinizi ağlatır. O ise, meyhanenin köşesinde, kayıp gençliğine sarılır. İkinci Kadın, dövülmüş hırpalanmış yıllarca, Yitirilen koca bir ömür, ruhu paramparça, Ne ailesi sahiplenmiş ,ne kanunlar korumuş onu, Meyhanenin en karanlık köşesinde, içinde yakalanma korkusu. Üçüncü Kadın; okuyamamış “yeter” demiş atası, "Alim mi çakacaksın, evinde otursun kadın kısmı." Başlık parasına ,yaşlı bir adama verilmiş; bir inekmiş değeri. Oturur masasında sorgular , değiştirebilecekmiş gibi geçmişini. Dördüncü Kadın; toplar saçlarından düşen zamanı, Belini bükmüştür, yılların ağırlığı. Kader der sorunca, isteyerek düşmez kötü yola hiç kimse. Görürsün çalınan hayallerini, feri sönmüş gözlerinde. "Saati Kırık Kadınlar Meyhanesi"nde buluşur bu kadınlar, Kırık zamanların hüznü, bu mekânda yaşar sonsuza kadar. Her biri kendi hikayesini döker dudaklarından. Yankılanır geçmişin yükü, meyhane duvarlarından. Bir bardak içkiyle silinmez yılların yarası, kalpteki acısı, Geçmişleri hüzünlüdür ,kötüdür hepsinin anıları, Gelip geçeriz o meyhanenin önünden her gün, görmeyiz içini, Hepimizin ayıbıdır yaşananlar, nasıl taşırız biz bu vebali. |