Ardıçlar Ekinoksuyardı gölgeler ay büyürken kökü kabarmış lale soğanları taç yapraklarını sundu dağını yarmışcasına ak fulya iyice kıvrıldı sarı tozlarına büzüldü yanıltıcı ışığında onun sakın aldanma kral aşağılık bir ünvan romalısın sen aylarca güneye yönel parçalarsın ısıyı sanki acelesi olmayan eros rahmine indi afroditin kursağı tohum dolu ardıçlar bir çırpıda tutuştu ay büyüsü anıları döndürme iğnesine katıldı parlak çelengi omuzlarında amaranht ve nergis yardımlaşmaya ant içtiler hasat vakti gölgeler ufaldı, yıldızlar söndü beyaz çehresiyle uyukladı ay ışıdı turunç bahçesi anları geçiyorken tehtys’in ırmağı kaderin doğurgan silgisiyle ~ |
Doğumlar, ölümler, savaşlar, barışlar, adalet, haksızlık, iyilik, kötülük...
Bu yaşlı dünya sahnesinde geçirdiğimiz kısıtlı vakitten, ömrümüzden, geriye nasıl bir hikâye bırakıyoruz?