Güneşin yeşiliıslak yalnızlığın dünyayla kımıldayan ellerine ölüyorum dilimde akşamdan kalma ırmak bestesi içime koşan çığlığın bahar mühründe ağaç ıslığı öyle esaslı nefes boğazın iki yakasında mütemadiyen bir kuyunun sevimli hıçkırığını ısıtıcak martılar martılar ki çocukların oyunu yokluğa uyanan sisli akşamların mavi penceresi akıyor saçlarıma suskun duvarların kelebeğine uyanan menekşe çadırlı hayallerle yükselirken çarpar kıyılara telaş yeniden doğmanın beyaz dalına göç eder uçurtmalar yıldızlar koşar kaçıncı geceden karanlığa.. savrulur ekinlerin ellerinde kuş gülüşleri bir toprakla büyür güneşin yeşili/ yaprağın şarkı söyleyen moru bütün bunlar rüzgar üfürüğüyle mum yakan kızılından şarabın dem vaktine ateş düşerken su yürüyor bir sarnıç bahçesi oluyor gözlerim ince ince yağan yağmur iskeleleri ses veren gül kalabalığı eğildikçe kulağıma.. bir çocuk içime kaçıyor badem çiçekli gölgelerin yurd kanatlarına bir haller oluyor uzağı görüyorum ... |