Kızıl bir lâle yıldız dönüşüyorYarını bulabilsin aydınlığın akik kolyesi yadırgadığı kıyıda kırılan gölgelere fısıldadı yalnız kaçacağım ayrılıkların parlak ışıklarını çarpmasın mucizeme uzaklık nasıl aradı, kaç kez yanıldı kim bilir varmak için ağacın tepesine bir melodi yükseltisi kumları dağıttı onu bileyledi ve yarattı yeniden acısı tuza yatırılmış zeytin sırları yabancı dillere çeviren ege biraz daha içecekti güneşin tarhını boyanacaktı ikisi de suya salınmadan önce ak sandalı rüzgârların sertliği, yemişlere çok gördü yumuşayıp tatlı olmayı . |