bir nezaket ziyareti-seni kış çıkmak üzereyken sevdim- -I- sonrası malûm. yüreğimi kandıran gül desenli entarisi ve rüzgarın gül diyen nefesi kasvetli bir hasret kasvetli iki hasret ve grisini sevmediğim kasketli tek bahardı ötesi. sonra bitmez bir elem ve hiç tükenmez bir kalem yaz’ın ellerini gördüm. alnımın deniz kıyısına henüz aklıma bile düşmemiş bir şiir yazıverdi ahh şimdi sırada güz. ahh şimdi sırada boz. ya saçlarım ıslanır da alnımdan yanaklarıma sızarken bu yepyeni şiir tam rengi değişecekken kör olursa şu iki göz? zira mürekkep mavi zira mürekkep sahi! -yağmur çok korkuyorum yağma n’olur- söz? -II- senden getirerek ama hiç seni getirmeyerek mevsimler hep bana geldi güz bitip de kış gelince onu bana gönderme orda tut zaten sen de bilirsin bilirsin ki en geç benim şehrim soğur bu kez kendim gideceğim ve kapanacağım ayağına sırtımdaki yün şalı sevdiğimin üşümüş ayağına bırakıvermek arzumla ilgisi bile yok inan! bu benimki yalnızca bir nezaket ziyareti diyeceğim ağlayarak. ama mevsim ihtiyar... ama mevsim gün görmüş... anlayıverir değil mi benimkinin yalnızca mazeret olduğunu -III- ve yalnız yalnız hep yapayalnız yalnızca öldüğümü. JD |
Tebrik ediyorum tekrar tekrar okudum,doyumsuz dizelerdi teşekkürler.
Yüreğinde sözlerin, ellerinde kalemin hiç tükenmesin.
Sevgiler