Ahval
Zahit şarabından içip cevreden
Her mey sunan demde saki değildir Can nakışlı bağda seyran ederken Her gördüğün yeşil haki değildir Garip bir hal ile yola düşerken Rastladığın yolcu derviş değildir Hali melalini dile dökerken Her dinleyen kulak hakim değildir Fâniyât yurdunu baki bilenler Bu yurtta bir ev yapmış değildir Verilen nimeti mal mülk sananlar Bir çöp dahi alıp gitmiş değildir Nihan-ı ervahtan her beri gelen Kâinat sırrına ermiş değildir Mavera çölünden henüz geçmemiş Mezalim yurdundan araf değildir Dedim ya sâdırım ahval böyledir Sırra vâkf olmamış sırdaş değildir Hevâ yurdunda gafil gezene Bezm-i elest dâhi delil değildir |
ahvalimiz harap ve duman
ahvalimiz içler acısı..
elbiseler değişiyor, zaman değişiyor, makamlar da değişiyor.
asrın getirdiklerine göre mizaçlar, şeriatlar, huylar da değişiyor.
göründükleri gibi değil hiç bir şey!
mucizeler bile fayda etmiyor.
ayıplanmayan bir şey artık,
nefsin öfke, şehvet vb kötü duygulara meyletmesi.
oysa ki bu dünyanın değeri bir kibrit çöpü kadar..
hepsi bir kıvılcımın uyanmasına bakıyor,
sonrası kül ve koskoca bir hiç.
şu yarım yamalak hayatın,
hakikaten de yalan olduğuna , gelip geçici sonlu olduğuna
bir türlü ikna olmuş değiliz.
nerden geldik
nereye gidiyoruz!
bu dünyanın manası ve sırrı nedir.
ucunda ölüm olan bu dünyanın gelip geçici hevesleri için
bunca debelenmek niye!
eyvallah Semih'can
uhreviyat ve maneviyatla dolu şiirine
gönülden tebrikler.
selam ile
-Ramazan Boran tarafından 9/9/2023 12:44:38 PM zamanında düzenlenmiştir.