(Z)akşamdan kalan ışıkları topluyoruz yorgunluğun sesi sonuna kadar açık bütün unutulmuşlar anılarıyla gelmiş gövdesini ateşle doyuranlar çiçek hikâyeleri anlatıcıları yolculuklarından dönemeyenler oturduk yirmi birinci yüzyılın bahçesinde senin yıldızları anlatan ellerine tutunuyoruz hislerin toplama kampında suç olduğunu bile bile, üzerine su serpiyoruz sıcaktan kavrulan sözcüklerin zaman birkaç adım ötede bakışları kısık duygularını yitirmiş göz çukurlarına kum dolmuş zamanın uzanıyorum uzanıyorum ellerim yetişmiyor mektup sanıyorum deniz kokulu uzak sesleri okuyorum okuyorum kayboluyorum anlatı ormanında kayboluştan döndüğümde; kapımıza ritmin ölümünü bırakıp kaçmışlardı insan kuklaları kimdir oynatan insan kuklalarını diye sordum derinden inanmışlara sustu bütün alkışlayanlar sustu bütün alkışlayanlar sustu bütün alkışlayanlar “bitlerin tanrısı” dedi oynatılmaya itiraz eden amatör bir dinsiz sona ermişti akşamdan kalan ışıklar çocukluğumu hatırladım birkaç adım ötedeydi balıkları öldürdükleri için, düşlerinde denizi başka bir kente taşıyan çocukluğum, ah köz halindeydi hâlâ hatırlamak fazla uzaklaşmamıştır kuşları iptal edilmiş bir dağın yamacında bekliyor olmalı incir ağacının gövdesine kazıdığım Z harfi o harfi söküp boynuma keder yaptım Zeyno anayoldan sola ayrılan köy girişlerindeki anlam onunla da binlerce kitap alıp saklandım içine çok kalabalıktı hatırlayışın odası Zeyno, çok |
denizi başka bir kente taşıyan çocukluğum...
Bunu üstelik çocukluktan çıkalı üç onlu geçmiş biri olduğum halde düşlediğimden sanırım daha da çok bayıldım şiirinize.
İfadelerinizdeki özgünlük beni her şiirinizde tekrar tekrar hayran bırakıyor.
Tebrik ederim şair.
Sonsuz saygımla