4
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
821
Okunma
yıldız karanlığının şavkında
uçup olduğum yere düşüyorum
orada çengi kıyamet
ve birkaç damla yaş
volkan telaşında
çığrından çıkmış
kulaklarımı ısırıyor
gün
bir çocuğun gözlerinde biterken
gölgemle oyun oynayan zaman arasına
düş soluyorum
savaşıp
ve sona yaklaşıp
kucaklıyorum her şeyi
dün adımların aklıyla kaybolup
buluyorum adreslerimi
oyuncak bebeklerimi
saçlarımı dağıtırken ellerim
buna hep inanıyorum
sis aydınlığın
görünmeyen mavisinde
kuş kalabalığı
dilimin bağını çözdükçe
duyuluyor sesim
iki avucumun arasında
yol bulan ruhum
şafağın rengi
bakarsanız görürsünüz
aynalar doğruyu söylüyor
ki
taze çiçek gibi
tutuyorum bütün çocukları
ölmemeli çocuklar
ölmemeli hayaller
bir balkon sefasında
sohbet ederken maviyle
düşünüyorum bunları
martılar selamlıyor
her fırtınada beni
...
5.0
100% (17)