Mor çizgilerdüşe dalmış göğün yedi renginde uçurumun dizine vuran çocuk ol ... uslu tenhaların ay düşümü sularında gün gelir gezinir eller belki bir kapıdır tuttuğum belki toprak kokusunda begonya belki martı sesleridir boşluğa doldurduğum bozkırın ve türkünün tadında deli bir ağacım ben içime işlenmiş uykuların zümrüt baharı.. zaman şirin çölün yatağında gizli hat gölgelerin üzerime giydirdiği susmalar gelinliği düğümler çözüldükçe sarmaşık masallar evrilir geceye gözlerimde yıldız tozları duman sarısı belki sevda incisi aynalar kaderi öğüten.. bahar dalıyla kıyıları rendeler yalnızlık dökülür ufkun atlasından sütbeyaz kanatlar bir sarnıç bayramı kopar içimden kundağında çocukluğumun yelesi ki,el ele düşlerin vapur ısırığında aşktan söz edilince belki ateşten dolunay karanlığın aydınlığı bu şehrin unutkan bahçeleriyle saçlarımı tarar rüzgar günlerim sevinir bazen bazen sis çanları kan üşümesi yokluk burkuyor terliklerimi hayallerin buğday koşusunda ışıklar derin bir ağ duvarımda uzarken dallar kitaplar,odalar ve bir çocuk yaralanışı alnımın renginde mor çizgiler ... |
Yüreğe bir acı gibi saplanip da dile gelmeyen, sus' a bandığımız nice yaralarımz / dertlerimiz, umuda aşıladığımız hayâllerimiz var ..
"Her yaranın da vardır bir perde arkası"
Yarası olmayan ne anlasın ki şiirden.
Çiziği de çizgisi de mor hüzünlüdür o alın yazısının.
Yaradır, yârdır, anadır, hasrettir, saflığın/temizliğin pembe hayallerin çocuğudur.. Umuttur şiirin özü.
Bir sargı bezi, bir teselli, bir dertaş, bir yoldaş, bir ecza kapısıdır şiir çoğu zaman.Biraz yaşanmışlık, azcık kurgu, azcık da duyarlılığın bir sonucu.
Derdimizi bir tek ona açıyor, onunla teselli buluyoruz.
Yara ne kadar derinse şiirdeki duygu da o denli yoğun, nektarı da o denli hüzünlü o denli acımtırak oluyor.Ancak kurguda kalsınlar dileğimizdir.
Umudunuz,yaşamac sevinciniz bitmesin hiç şair.
.....
Yoğunluk, imgelemedeki olağanüstülük, hayâl gücü, şairin odaklanma hassasiyeti şiirin varlık kazanmasına katkı sağlarken, sığ dedidiğimiz alandan tamamen uzak tutarak,kendini doyurucu hâle getiriyor.
Gerçekle hayâl olanı birbirine bağlayan sözün gücü, ritmi ve ahengi,
hayatla yaşamı yeniden dizayn eden en önemli düzenlemeler olarak çıkıyor karşımıza.Biz buna şiirin bilgisi ve onun dünyasında nefes modülü diyoruz.
Duygu ile yoğrululan insan duygusal oluyor genelde.Duygusallık da kelimeleri işte böylesine konuşturarak, mana güzelliğiyle buluşturuyor.Birbirinden güzel tasvirlerin gün yüzüne çıkarak hayranlık hormonumuzun canlı tutulmasına vesile oluyor aynı zamanda.
Şiirdeki güzellik ve ahenk estetik süzgecinden geçerek ruhumuzu tatmin duygusuyla tanıştırıyor.
Her zaman hünerini konuşturan, okur zihnine tesir etmesini bilen bir kalemdir Tesbih şair.
Şiirdeki tasarımla, güzellik kavramını dolduran unsurlar doğadaki o muhteşem yaratılış sanatı ile o muhteşem uyumun, o harika ahengin küçük bir modeli gibi sanki.
Tabi bir rezonansın kelimelerle resmedilmiş küçücük bir dünyası gibi sanki şiirin çağrışımları.
Söylenecek o kadar söz olmasına rağmen,
"Susmak ne güzeldir" diyerek ..
Tebrik ediyorum şiirdaşımı.