KALABALIK YALNIZLIĞIMÇocukluğumu arıyorum yana döne, Kısa patikalarda sarsak bir telaşla, Kâh çocukça sevindiğim; Bir kavanoz dolusu anıda, Kâh elden ayaktan düşen; Takılı kaldığım mecburi istikametlerde, Ne zaman kaybettiysem dünümü, Nasıl unuttuysam kırılan oyuncaklarımı, Kime dertlendiyse dilsiz sazım, Güya büyüdüm, Zaman geçti ama yaralarım hep aynı, Kara tahtalara yazılıyken hayatımın sökükleri, Islak kaldırımlarda kaldı şehrin hüznü, Hep bi köşede affettim sevdiklerimi, Yaralı kuşlar bile, Biz sevdikçe uçup gittiler... Gençliğimi arıyorum yokuş aşağı, Ömrümün kuytusuna esen rüzgarlarda, Hesabı ödenmeyen bir defterin sayfalarında, Hayallerimi bıraktığım yazlık sinemalarda, Başa sarıp sarıp dinlediğim şarkılarda, Nereye savrulduğumu bilmeden, Bedenim sağanaklara teslimken, Ruhumda ne fırtınalar koptu, Payıma hep yıkılmak düştü, İnfazımı yaktığım gecelerde, Araya giren şehirlerin hükmü kesildiğinde, Girdap olup dağlandı nefsim, Ölüme davetiye artık her nefesim, Alfabemde yoktu oysa senli harfler, Kurganlara gömülü yalnızlığımda, Uçarı kalbim hüzne düştü yel olduğunda... Seni arıyorum ne bir eksik ne bir fazla, Gözyaşımla yıkadığım yağmalanmış kalbimde, Şehirlerarası terminallerde unutulan valizlerde, Kurşuna dizilen gözlerinin buğusunda, Radyodaki sahte arkası yarınlarda, Gönül yorgunluğumun kalabalık yalnızlığında, Kuşluk vaktine sığdırılmış tövbekar dualarımda, Lacileri giymeyi unuttuğumdan beri, Sen koksun diye yarınlarım, Bi geceyarısı kan ter içinde uyanışlarım, Vaad edilmiş gökyüzündeki, Biçare sensiz çırpınışlarım, Satır artığı olduğum, Her eksik kelimenin tutsağı oldum, Bazı izler kalır, Bazen de izler kalırsın... Hayatım dalgalı bir deniz gibi, Ben aslında beni kaybettim bende, Ağrıyan yanlarımın bozkırında öksüzüm, Zahmet etmeyin beni bulmaya, Zaten baştan beri hükümsüzüm... |
Kaleminiz ilhamınız var olsun