N/asırlı ateşİki ayaklı göçebenin ocağı şehir rengini kızıl döktü toprak n/asırlı ateşiyle.. rüzgar sobeleyen çocuklar kırdı gözümün bademini gece yarısı mıydı neydi katran ışık başımdan savdı perdeleri oda kör şehir bir hayli yukarı tanıdım karanlığı onu yağan çiçeklerle bir sedirinde.. sır bakan aydınlığın bıraktığı defneleri avucumdaki buğdayda özledim yağladım bi güzel hüznün aynasını buldum bir ağaç sevinçler içinde çığlığını al da gel çocuk hayatın yapbozlu sütunu ılık rüzgarlara hıçkırık kala geçti göğsümden elini koy tam şuraya toprak üstü dinlencede alem’in bir yanlı canı çek içine ince yapraklı sayfayı Küller ve kuleler içinde ... |
Kimbilir
Bu göçebe şehir...
Kızıl bir renge büründü toprak
N/asırlı ateşiyle...
Rüzgâr sobeliyordu çocuklar
Yalınayak bir kirliliği sürüyerek ayaklarıyla
Gece yarısı üşüşünce karanlıklar şehre
Katran ışıklar savdı başımdan fluluklarını perdelerin
Oda kör
Ve çiçekler yağarken sedire
Tanıdım yine de karanlığı
Volta atarken aşağı yukarı şehir...
Çığlığını al da gel çocuk...
Ilık rüzgârlara hıçkırık kala geçsin göğsümden
Hayatın yap bozlu sayfaları...
Elini tam koy şuracığa
Toprağın bağrına...
Ve bak masum masum
Küller ve kuleler içinde
Şu zâlim dünyaya...
Bazen şiirler şiirleri çağrıştırır... Bir çırpıda sıçrar mısralar kağıda...
Yüreğinize sağlık, çok çok güzeldi...
Kenanfaik tarafından 5/6/2023 12:23:36 PM zamanında düzenlenmiştir.
Kenanfaik tarafından 5/6/2023 3:15:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
Kenanfaik tarafından 5/6/2023 4:29:26 PM zamanında düzenlenmiştir.