Yitik - 62Hasan ağam cipçiyne(n) yörüdüydü biri çağırdı, onun işi çıkdı döndü bizi aşçıya ğötürdü üş ekmenen, üş tabak fasille herkeş ekmek bandı, sildi süpürdü eyi de Hasan Abey, nereye?, nassı(l)?, nezman? kimi?, kime? herkeş gasabadan beri yolboyunca bin-bi(r) malihülle ğurdu durdu.. hepiciği m(u)aahallak da, bellim-bellisiz başı-sonu bizimki herkeşin bildiğinden başga gırk dilki dolaşıyoru gafamızda bi(r) dilkinin guyrunun ötekininkine zerre bi(r) taması yok emme.. netçede bu bi boklu deynek, boynumuzda bi(r)nalet halkası demek annaca(ğı)n isder dolaş, isder bulaş zabahın ayazında bu ğibi donuyoz Söğütlüde yüzümüze avıç-avıç su çarpdık ortalık ağarmaya başladı yavaş-yavaş.. n’olacak hiş bilmeyoz, çünkü hiş gonuşmadık Hasan Ağamın yüzüne bakamayoz Üseyin ağamla ağzımızı aşmadık .. Hasan Abeyin yüzüne bakdım “-garışma sen! öte yanna”, “o ğadak” dedi bek bişiy annamasam da annamış ğibi “hı hı” başımı aşşa-(y)okara salladım “düşüncez bakalım bi(r) hal çaresini..” köye varalakdan Cıngıdıkgoyağında n(ih)ayet sen(in)ki ses verdi “-öte yüze aşırı(rı)z olmazsa!” “öte yüz?” Çölovası mı acaba Arızlı mı Çaltı mı?, Yenice mi? yonusa Akdağ mı? Eserardı’ndan Akşe(hi)r belini mi? “?” gaynar yağ gazanına düşmüş gibi oldum yemin ossun, şart ossun zeynim garınçalandı töbossun, garnım a(ğ)rıdı “anam avradım ossun” a(ğ)zımın dadı ğaşdı nevrim bulandı valla Hasan ağamın ağzının cağışdısı başımıza ne ğelcek acaba nassı(l) bi şerefsizlik göze aldığı . “-sahi Üsen” dedi “senin Çölovasında Gaziriden Arızlıya göçennerden dığdığının dığdısı bi(r) akraba yokmuydu onun o(ğ)lu-mo(ğ)lu yok mu” herifçio(ğ)lu puşt o(ğ)lu puş(t) valla o da dediğini annamasa da heş etiraz etmezdik ki “-var abe olma(z) mı” “-tamam işde” dedi bi(r) daşda iki guş vurduk desen (y)a” . Hasan Abe(y) gırandan goca bi alama aldı zorunan gavşırdı, avışladı, sıkdı yoldan öte yanna fıldıratdı daş kütelendi ğetdi yumbarlandı bayır aşşa ellerini bir birine sürtelek sildi daş yumbarlandı ğayboldu ğetdi. . seninki avışlarını aşabildiği ğadak aşdı, bi mühlet öylecene durdu nazarı dıkgatımızı celbetti barnakları açık birbirine dokandıralak sordu “bu ne” dedi. biz de “ağıl” dedik o da “herkeş evine dağıl” dedi. dağıldık, anında dağıldık dağılmasına da ? sanısın ayrı köylerden geliyomuş da goya herkeş birbirinden habarsızımış gibi hiş kimse gasabadan, Ayıplardan yandan deği ben Gövcelliden yandan, Dehmendereden, Tollaryüzden Mereçeye çılga yola sapdım, o Günsüze taraf ğetdi, Asarın ardına, goya Tokmacıktan, Yanbunardan yandan Depemalleye Üsen Abem de Gaziriden yandan Gocaduzladan Deremalleye köye ğelen öteki üş ana yol Hasan Abeyin evi; daş merdimenni; Allah var küssüğünen çok eme(ği)m geşdi gayrak daşlar Mullapak depeli Gaz Amad işi gapılı, camlı, kiremitli, emme bizikinner “gara bina” baya bildiğin tol, yannara gamış-gaydırma file ev demeye şahit isder.. bişiyler oluyo da, ne? bilmeyoz; ne ğibi şeyler Üse(yi)n Agam da ben de kimse farkında deği(l)! her şey Hasan Ağamın gafasında olmuşu-oluru geliri-ğederi önü-sonu o her şeyleri bili(r) hepiciğini hesab-ederdi inneden ipliğe saheti-sahetine- dakkası dakkasına el ayarı göz gararı ay-aydın bu işin sonu belli de! bek hayra alamet de(ğil).. emme elden ne geli(r) bindirildik alamete gediyoruz gıyamete Allah sonumuzu hayrede … hayır dile gonşuna hayır gele başına |