Yitik - 63
“bu ne? ağıl,! hekeş evine dağıl”!
“-eyi de nağıl” da(ğı)ldık daa ben uykuyu-muykuyu gaybettim epap len bu ne hal; bu ne menem iş, el bana ne demez len, bi yandan gız; has öz ağamın gızı et dırnakdan ayrılı(r) mı? ağamın gızı; yani benim öz be öz yeğenim dünya-ahret yetimim dedesiyin, emmisiyin, ağasıyın emmi yani; boba yarısıyın öte sözün beri başı ö(y)l(e) de(ğil) mi öte yandan üsdelik bobası dedesi, öteki emmileri mefat etmiş! tek öz be öz emmisiyin ben; öyl(e) de bu emmisi netmiş el bana ne demez ulen böyle birine köylü selem-melem mermemiş kimse oğlunu-gızını benimsememiş kimse gızını almamış, oğluna ğız vermemiş demek ki bu iş “düşük” bi iş . başka arkası-ğalesi emmisi, ya(hu)utda dedesi ossa? öğünde başga biri, yani bi “başdutar”ları ossa hadi bi taha emme yok valla! demem o ki; ona atalık, bana düşer.. haksızlar mı iki ğün sonura yüzüme okgalı-okgalı tükürseler (!) “en eyisi gızı saklasalar, bi öte yüze gaybetseler” “mesela Bekiroğlu ğızı alsa ğaşsa?” aklımdan bin türlü şey geçiyo da hafsalam almayo, vizdanım ırat etmeyo ne düşünsem ı-ıhh valla boşa ğoy(uyor)on dolmayo doluya ğosam olmayo ağa! . gakdım getdim-mardım gecenin leylisinde, dayandım yengemin gapısına dedim “yenge! böyleykene böyle” yalvardım! Gapısının iti ğibi; “yakışmayo bize Garabekirler” dedim dedim demesine de emme? “-Haso-Hüso gızını gaçırcaklar” deyemedim yengem zerteldi, dineldi yamacıma.. baya baya sırtardı bana haklı aslında ? üsdelik; yeğenim Iramazan da haklı olalak anasının yanında; herif de dikilmedi mi annacıma “ölümün-öldürümün valla” herif baya baya bobayeğit! “yenge! bizim takkamızı öğümüze eğdirme bu Garao(ğ)lan’ın Melit sık sık gelip getmesin e(vi)nize” . “-gelecek baya onnar nişannı deği(l) mi?” dedi “düğünneri var haftaya, emmi ğibi ğel de sahap çık yeğennerine hemi de bana yenge-menge deme emmileriysen emmi ğibi gel de sahap çık yeğennerine” . “ne namısından bahsediyon sen be! benim namısımdan kime ne! sen önşe orasbı gız gardaşına sahap çık hemi de sen takkanı neyye öğüne eğiyon kine?”.. “sana ne!” “onnarın anaları da benin, bobaları da” “böğüne ğadak aklın nerdeydi”, “yeğennerin aş mı susuz mu aklına ğeldi mi” “bi ğünden bi ğüne geldik mi aklına hinci mi ğeldi aklın başına” “ben onnara saçımı süpürke etdim” “yemedim yetdirdim, işmedim içirdim keymedim keydirdim” “sen ireyhinde hor dağ-bayır gezerkene orda burda hırsızlık namıssızlık hovardalık ederkene onun bunun namısında itin-gopuğun yanında el-alemin garısının adını çıkarıkana o ğelin afıyon içerkene kendini int(ih)ar ederkene ben çoluk-çocu(ğu)mun başındaydım çalmadım çaldırmadım harama bakdırmadım namısıma laf etdirmedim annıma ileke sürdürmedim tamam mı annadın mı şerefsiz-namıssız serseri, hırsız” senden mi öğrencen namısı takkayı-makkayı hastir ordan arsız eşşolu eşşek oşt köpek! yalbastı . “hinciye ğadak nerdeydin bizi ne zaman hatırladın acaba neyiniz nasip oldu çocuklarıma aşmıyız-susuz muyuz sordun mu da hinci ğelmiş şamda gayısı nerdeydi bunnarın emmisi-dayısı nesin neyimizsin sen bizim, ha! sen kimsin! kimimizsin emmimin, dayımın dış gapının dış mandalı bize bi sahap çıkanı mı varıdı bunca zaman çoc(u)klarıma onnarın kimsesi yoğudu ben varıdım bundan sonura da, sen deği(l) ben varın öte ğet kölge etme bağa da çoclarıma da ağzına sıçarın valla” ! edepsiz hu fakıt gapımı çalma bana da çoç(u)klarıma da garışma sen dolay dolay gez orda burda sen kendi gardaşlarına çocuklarına bak bizi bırak bişiy kakcağsan onnarın başına kak avanak! |