Vebal
Yoklamadım kaç zamandır yüreğimi
Bedelini ödemediğim acılardan korktum Bir de şehrim yıkıldığından beri Tadını alamıyorum kalbimin Tüm servetini bağışladım gönlümün Bekleme zekâtını Cebimde mermi gibi suskun dualarım var Umudumun dişini kırdılar Beni kimsesiz çocukların yanağında ara yar Yağmurun sesi artık tırmalıyor kulağımı Yağmur ki en sevdiğimizdi Arnavut kaldırımlarında gezerken kentimin Hangi anımızı süreyim yaralarımıza Öpsem pak alnını zamanın Cigerindeki ateş söner mi elemin Kupkuru yanlızlığın pençesinde kaldım naçar Hasretin külçe külçe erimeden içerimde Kıyameti kopacak ezgin hikâyemin yar Bu şehir adreslerini yuttu Gömülürken satırlarına kitapların Pulsuz mektuplar da artık yetim Beli kırıldı gülleri kıskandıran hitapların Posta kutuları hükümlü Güvercinleri sustu evlerimizin Kül oldu kanatları pervanelerin Elmaları kurtlandı büyülü masalların Dudaklarımız küflü bu aralar Keder notasız eşiğimizden sızar Saçlarını savurduğun sokaklar da artık öksüz yar Dul kaldı yakıcı bakışlarımız köşe başlarında Hislerimiz hicrettiğinden beri Ruhumuz küskün demir kapılı odalara Bizi vurdular dört on yedi treninde Gülleri kırıp boynundan gömdüler vagonlara Korkuyu astık omuzlarımıza Sevmek kadar yakışmadı bazılarımıza Topluyorum şimdi hayatımın parçalarını Kuş parmağından tutuyorum seni Mühürlüyorum Sezen Aksu şarkısına Kucağımıza taze bir güneş doğuyor Sevdanın haramileri etmezse nazar Vebalini iki cihanda taşırım yar... |
Bize de aynı şiddette duygularını paylaştıran şiirinize tebrikler.
Saygılarımla.