Grikaranlığın fakir odalarına güneşi giydiren sabır ruhumu emzirirken her lahzada gölgeler yankılarda öter... bu yüzden kan tenli gözlerim geçmişin çarkında ziyadesiyle bahardır çözülürken dirilişin zulmetinden ışık kalbimin özüne yürür kentler ölüm her andır varlığımı haykırdığım sürece zamanın rehberinde koşan nefes dövsede düğümlü sırları uçurumlarda/ uçurumun tonudur halimdeki gri insin bulutlar üzerime terlesin anılar tomurcuklarda bu yol çok sesli nağme çaresizliğin rampasında yürüyen mavi Hilal den bir nefes al yıldızlar gülsün akşamların üstadında hüzünlere yalnızlığın köpüren sevinçlerinde eskiler koşuyor dünü boyayarak nasılsa suretimdeki özlem sineme sussun sessizce aksın gölgeler karanlığın fakir odalarında güneş ... |