yine gelirim belkiyine gelirim belki güz gelmeden ... düş yollarına eski bir hüzünle kuş dökerim sözlerimde aylak sancı geciktirirken akşamı belki sislenen gizin gülüşüyle savrulurken suskunluğun çanı kanayan çocuk olurum yalın yolda yürümenin aynalara ve suya yüz verip öğrenirim büyümeyi gün güller içinde solan kekeme an karanlık yağmur avuçlarımdan sızan Ay çağıltısı zamanın aklında göçebe sığınaklar uçurum açarken yine gelirim belki tutuşur ikide bir saçımı tarayan rüzgar ki, konuşursam azalacak içimdeki alaca öğüt su çürüyecek nefes nefese an kalacak usul usul sararan tohumların acemi yalnızlığına yumak gibi toplaşan sancım dumanlı ıslığın iyi çiçekleriyle dudaklarıma bir söz doğur öylesine yorgun belki .... |