HALLERİNE KURBANIM
Beni meftun eyleyen, kararınla duruşun
Yedi veren kokuşlu, dallarına kurbanım Yeri göğü sarsıyor, topukları vuruşun Beni sana götüren, yollarına kurbanım. Adım attığım yönde, her bir yerde adın var Çınarların altında, gölgelerde yâdın var On parmağın marifet, unutulmaz tadın var Beni sımsıkı saran, kollarına kurbanım. Sevgisiyle yoğrulmuş, aşkı dünyaya yeten Kokusuyla beraber, sanki burnumda biten Sabahın seherinde, dalında bülbül öten Yanağında goncadan, güllerine kurbanım. Böylesine duruma, bir ben değilim şaşan Köpürdükçe köpüren, bendini yıkıp taşan Yakıp -yıkıp dağıtıp, gücü boyumu aşan Beni tarumar eden, sellerine kurbanım. Duruşun sanki saray, bir asalet kalesi Saçların dalga -dalga, yedi şehrin kulesi Mutluluğun son dansı, “Kuğu Gölü Balesi” Bembeyaz gelinlikte, tüllerine kurbanım. Hak ettiği şekilde, bende kendini bulan Onu gördüğüm anda, uçuk aklımı çalan Fısıltıyla konuşup, benim gönlümü alan Baldan şekerden tatlı, dillerine kurbanım. İçimden şöyle dedim, nazarlara gelmesin Ardından laf ederler, hiç kimseler bilmesin Önüne engel koyup, ayağını çelmesin Duvağınla şalında, allarına kurbanım. Necati’m kaybedersen, arayıp bulamazsın Hayaliyle koşarken, bulsan da alamazsın Avşar Beyi düzenli, bu sazı çalamazsın Kısaca her bir türlü, hallerine kurbanım. Necati OCAKCI 20,01.2023 ANTALYA |