HASRET
Garibin gönlüne hasret düşünce,
Derdin nedir diye sorulmaz imiş. Yüreğine neşter vurup deşince, Tabip gelse yara sarılmaz imiş. Karlı dağlar geçit vermez ki vara, Vara hasretinin hatrını sora. Dara düşer vurur gönlün efkara, Akar gözün seli durulmaz imiş. Yüzünde çizgiler çoğalır gider. Ak saçlar her yana dağılır gider. Karanlık çökünce boğulur gider, Bir türlü gündüze varılmaz imiş. İsmini yazdırır koca bir çağa. Del’olur hışmıyla çatar bir dağa. Yiğit ki yüz üstü düşer toprağa, Belinden bükülüp kırılmaz imiş. Gönül çektiğini dava mı eder? Böyle gelmiş ömür böyle de gider. Kadıya dert yansa atın bunu der. Hasrete mahkeme kurulmaz imiş. Düşürmez ismini bir an dilinden. Esen yel gül kokar yarin élinden. Mesut’um bin cefa görse elinden, Yine de bir türlü darılmaz imiş. Mesut ALTUNKAYNAK |