Ontolojik hayrat
kesin unutmuştur iyice
bu aylak hafızanın işi dünyanın mercan kaplı ağzı suyun habeşistan’da akışı hakkında içi yanarak konuşuyor metal tadında bilmek iki bacağa ekle canı ilk hareketi ver sonra onca günü sil baştan geri yürümekle eş kumul suyun aslı tarif edilen gelene sessizleşen çukurlar panikleyince doğuyor insan sakin kalmalı her toprak sevgiyi yok eden soğuğuyla insanlığın sinir uçları her dokunuşunda utanmadan söz verdirir kışı tekrarlayan ayrılık hiçbir şey düşmediğine göre aşağıyı bulamamış gök yükselmiş gölgeye muğlak bir gerçi noktasında ne nereye kadardır? birbirini kaybedenler hiç karşılaşmamış olmalı eski deniz bir cümleye kalmaz kapanır yara yerinde iyileşmez orası gizli bir zanlıdır sessizce boyun eğene aynı manzara hep uzak haziran’a yağmur isteyeni bir parçası yapar göğün değildir kanatları kalbe değen terennüm youtu.be/9tJxV_Mg110 |