Tamam kardeşim
Korkunç güzellikte çirkinsin
Vezüv bir yanardağ
Fizik her şey ve
Coğrafya sessiz ilim ona kıyasla
Yer gök ünlenmiş
Ay, güneş orada
Yıldızlardan sözü açmazsan
Bir kalem yağmalanır
Madem nasıla karşı iyiyiz
Madem öten kuşlar renkli
Madem ölümü bilir insan
Yok olmayacak bir tahtada
İlk hece, ana, baba, samsonite
Reklam böyle bir şey
Aniden çocuktan önce gelir
Önlüğün saksı sayılır
Çiçek açsan bir damla su eksiğin
En çok pencereye yakınken üzgünüm
Hacmini düşün Fas kadar
Derdini maaşa bağlamış
Derisini yüzdüğün kurban
Hüznüm sustalı taşıdığı bilinen bir kabadayı
Korkum saygıyla karışık
Ve kokusu okunmayan
Bir Kocabaş otunu bir acıya ait kılar
Kelimeler etin öfkesine gelir
Baskın büyük, kasabın adı duygu
Yeterli bakirlikte mi Öz’ün
Peki Masumsun tamam
Ayakların gökte gözü yok
Fırtına yakın
Sığınağa patlıcan ezmesini koymayı
Unutmuş biri acıtıyor
Küflenmiş aşkı
Bütün kadınları kurtaramazsın Davut
Açık bir yaraydı yarın
Her şey yarım kalmış demekse bu
Sana söyleyeceğim bak şuydu,
Zamanı uzayın lisanı döller
Selviler çoktan sevdi
Mezarlar güzde güzel
Kelimeler merhamettir
Coğrafyaya biraz da iyiliği hatırlat
Bir güle bezenmiş yokluğun
Öleceğim yeri yakın eyle
Yakutistan neresiyse
Sitemin kaşıntısında
En isli yanardağlar yaşandı
Yalvar yakar iniltiye sığındık
Ruhunu geride bırakan
Boncuklar döküldü kendimden topladım
Yollarda cüzi miktarda sıfatlar
İradesinden vurulur
Türküleri gözünden tanıyan
Akşam aya konuşur
Ölümle dans diyorlar
Karşıda gülen bir karga var eminim
Çünkü sedefli kılıcıyla bizi ikiye bölen
Işığın bağrında utanmıştır
Yine de Ôzlemin
Kirli bir masaya
Dirseklerini koymak istemeyenin
Tereddütünde sisli bir orman,
Rengini biliyorum yeşil