Şimdi hemenVe neden sonra uyanmış olmalısın bir denizin sarmal saçlarında güneşe gölgeli kuytuya başı dönen sessizliğin kalabalığına en ölgün şeylere düşer gibi dünya delice akan ırmağın bedenini yırtan geceye şimdi hemen gelmelisin karanlık boşluğun yokluk eşiğinde yıldızlar soğuk toprak uzantısı dokunduğum her şey ellerimde şiirler ve ağırlığında kuş rüzgarı buzdağı serpilmelerin yaşam ikindisi şimdi hemen düşmelisin sevincin yeşil titreğine dökülüvermeli bir çocuğun telaşına bahar aynanın karanfil kokusunda ıslık çiçekler bu beden ve inanç uzun bir ışıkta kıvranmanın susuna uyuyan uyanmalısın bütün kuşlar ağacın dibine taramalı yaşamı ağzımda sabahların zeytin dalı şimdi hemen bırakmalısın suyun gövdesine ellerimi bozulmalı vaktin rengi kızıl bir is’e bir kaç düş tanesiyle ...... |
bu beden ve inanç
uzun bir ışıkta kıvranmanın susuna uyuyan
uyanmalısın
bütün kuşlar ağacın dibine taramalı yaşamı
ağzımda sabahların zeytin dalı
şimdi hemen bırakmalısın suyun gövdesine ellerimi
bozulmalı vaktin rengi
kızıl bir is’e
bir kaç düş tanesiyle
Yaşam bayaz bir güvercinin gagasında zeytin dalıyla uyanmalı gün.
Barış ve kardeşliğe açılmalı göğün kapısı yağmur damlaları kadar saf, akarsu yüzeyleri kadar berrak, karlar gibi pamuklarcasına ak bir sabaha uyanmalı uyuyan ölü bedenler...
Harikasın yine can. her daim duyarlı bir yüreğin sesine aralıyor gönül kapısını.. Şiir yüreğinden sevgiyle öpüyorum kardeşimi. Selamlarımla...