Ve....biçimsiz yağmurların rüzgar koşusunda ihtiyar kuşlar sesimin yankısı... dün sobeleri kulağımda tanıdık duvarlardan geçiyorum ayazın demirinde ve mavisinde gözlerime kaç orman kayboluyor -göğsümde inleyen bir sandık- yangın gölgeli uçurumlar hevesli sızıda uçurur harflerimi kekeme güneş dilimin düğümlü sarmaşığı kırılmışlıkların dal ucunda ve eteğimin yarısında kuytu mevsimler hiçbir zamana çalkalanan boşluğun terazisinde göç gürültüsü ruhumda sarıda ve yeşilde sahipsiz ayna kandil ağrısı asılmaların yetim karanlığı en köklü dem dünya gölgelerin çocuk sülietinde bir âlem ırmaktan yol ay ışığı suda ve ölümde iki yemin tutuşan harflarin is yorğunluğu bazı sözler sessizliğin alevi bazı anlara çözerken dilsizliğini sağır dudaklar öpüyor dağılan saçlarımı ağrılar upuzun rüzgarda ruhumun odalarında ıslıklar,ışıklı çöller ve aşklar... hep aynı uzaklığın penceresi çiçekler bilmediğim kentler doğurur ağaçlar ,uykulu yolculuklar anımsıyorum bir gece yarısı düşümü siyah atla sahillere binerken ...... |