SaçaklarUçurum kenarlarında bir bir şenlenirken yorgun suyun inatçı gövdesi insanlar sığmıyor takvimden çembere yılgın sevinçlerin yanağından akıyor bahar ölüyor dışarıda yaprak sakatlayıp günleri imreniyorum özlemleri gurbet türküsünde yüzümde gölgeli hayat Su yorgun şehir gözlü ışıklar altında deli sessizliğin avuçlarında kan çanağı akşamlar.. ve büyümekte olan ağrılar uzun boylu döşekte duyulmuyor seslerin fanusunda at koşturan düşlerin ay ışığı iniltisi yol ezgin ayak yol yamalı bohça birinin kolu diğerinde kıyamet sel aşınıyor saçakların gülümseyen dalları gün odaların buğu camı gün kaldırım sahnesi bir kuyu alfabesine açtım ruhumun köz yatağını İçimin gümüşten oyaları kıyı yaşların parmakucu keşfedilmemiş aynaların güzelliğinde uykusu ağır kuşlar kırılmamış dünya’m Ve henüz kırılmamışken dünya sessiz çığlığın kar saçaklı diline yer,gök ve ırmak aşkına ........ |
sessiz çığlığın kar saçaklı diline
yer,gök ve ırmak aşkına
Her şeyin kırıldığı bir dünyada mutlu yaşamak adına geleceğimiz gölgelense de dilerim güneş ışığını biz insanlara kırar ve yine sımsıcacık bir hayat olur hiç kimsenin gölgelemeyeceği...
Yine güzelliklerle betimlenmiş damla damla bir duygu sağanağıydı dizeler.
Yürek sesinize gönülden tebrikler can. Gül yüreğinizden sevgiyle kocamann öpüyorum...