Yaşam çatlağıbenzemek için bahara yosun yeşili düşlerini aldım ölümün suyundan gözlerin vuruldukça denizin bulanık mavisine yanıbaşımda oturan sessizliği duymadım yükselen dalgaların hışırtısında sana yürüdüm ıslak dudaklarında güneşin çıplak bacakları sevilesi bir aydınlık gün ıslığını çaldı kulağımda olgun sesi şehrinin sabaha kapanan uykusuzluğumu dövdüm aksi hallerimi ben ki bilinmeyen sezgilerle dolaşırken uzun gemilerde kalabalık çığlıkların parçası oldum bulutlar geçiyor kirpiklerinin ucundan rüzgar dokunuşları ben sakladığım yara izleriyle boşluğa nişanlı yüzümde masalların acı siyahı uzayıp giden aklına aldıkça yosun kokulu aşkları avucuma bağırasım gelir eskiden içimi acıtan özlemlere dalgalar yükümü elleriyle süpürür yurtsuzluğa kulağımda yalnızlığın çan sesleri dilimde dünden kalan küfre kapaklanır buruşur bir meyvenin ağacında elma ölüm izini vurur yalancı mevsimde kuruyan kızıllığa martıları tedirgin etmeden kayboluşa gidelim biliyorsun ki her gün öldüğümüzü hayallerin kanatlanmadığı vakitler biraz daha candan biraz daha tehlikeli ki içimizde kimsesiz sırlar o sırların masum yüzlü çocukları saçlarımı okşar ve üşümeyi aç kalmalarda bahara mı yoksa ateşe mi benziyorum yoksa babama mı burası başka bir yaşam çatlağı kusurlarla dolu bir düşü taşıyorum omuzlarımda gökyüzü gülerek bakıyor içlendiğim şarkıya diyorum neden ağlamıyorsunuz bu nefesler bizi parçalayacak gün usulca karanlığa düşecek martı çığlıkları eşliğinde öleceğiz ellerini aynalara koyup da kaçma kendimden deniz uğuldar saksıda toprak en kötüsü her yerde unutulmuş aşk ölüme dirilen ...... |
Tebrik ve sevgimle şairim
saygıyla hep