SÜKUT-U TESLİMİYET
Uçsuz bucaksız diyarlarda,
Aşk acısına sürgünüm, Elimde fırçalarla umarsızca, Gökyüzünü boyuyorum maviye, Mutlu sonlu hikayeler yazıyorum, Yöremde aşk fısıldayanlara, Üzerini karalıyorum kalbimin, Sözler ağır geliyor vicdanıma, Yazlarım benden muzdarip, Çıkmaz sokaklarda ahuzarım, Açılan kapılarda intizar, Kuytularda gözyaşlarımla haşır neşir, Kimi zaman hüzün, Kimi zaman da yıkılası yokluğun, Daldan son yaprak da düştüğünde, Sana hasret her mektupta satırlarım... Kendimi fedakarlıklarımda arıyorum, Kaçınılmaz yansımalarda... Kumdan kalelerim yıkıldı birer birer, Kelimelerim boğazımda düğüm düğüm, Gönül yaralarımda kına kokusu, Gelip geçen gemilere el sallıyorum, Martıların sessizliğinde her sabah, Bedel ödetiyorum masumiyetime, Kaliteli yalnızlığım, Sahte kalabalıklar süzgecinde, İçim dışımdan yorgun, Derdimi tebessümle örtüyorum, En çok da zoruma giden, Her zerreme değmişken, Şimdi vuslatına aşina bu yürek... Uzaklaştım sığamadığım aşklardan, Rüzgâra kapılmış bir yaprak misali, Yersiz sebeplerde ziyanım, Kırgınlıklarımda sevda prangaları, Gözlerimde sakladığım nice hazanlar, Pazar yerlerinde satılığa çıkmış hayaller, Kuşların pervasızlığında beyhude ömrüm, Ve içimi kemiren affedilmez cürmüm, İki lafın ötesinde tükenir nefesim, İncindim; elimde bağrı yanık geçmişim, Yasaksın bundan böyle bana, Süslediğim rüyalarımda da yoksun, Bahçeme de bahar gelmeyecek anladım... Yangın yeri artık sana değen her yürek, Lal olup aktı dilimden kahpe felek, Huzurmuş yıllarca farkedemediğim ganimet, İnceden inceye ruhuma dokunan illet, Seni bekleyişimin adı, Sükut-u teslimiyet... |