MUALLA (15)
Çokça öldük Mualla,
sen gideli şu son 60 yılda ben hâlâ bir insan olamadım, bir insan bulamadım; Ki ölmesin, ki gitmesin, ki kalsın! Ama yalan, giden yok ki dünyadan, dizelerimde bile hep sen varsın; „Ben yalnızsam şimdi Bu ay İki dost insanı daha sonsuza yolladık. (*) Bak demiyorum “Uğurladık”, çünkü onların gerideki izleri daha sıkı bağlayacak bizleri; Sahnede bir söz tınısı, Resimde-fotoğrafta- perdede bir ışın sızısı, bir anı gibi lafta, her sayfada ve cümlede bağrına basarak bizi sinsice sinecekler içimize yeşerip dal-budak salacaklar, rafta yaşayan bir kitap gibi dip-diri duracaklar, sırtından seni-beni ve torunlarımızı gözlediği; „Ama Mualla; Nice ölüler var aramızda yaşayarak yiten, sömürerek biten, yanlışlarına gömülmüşler diri-diri, bilmiyorlar hâlâ çürümüş ceset olduklarını Zombi gibi; Cepleri para dolu, apartman, lüks araba, Villa! Eğer bunlar insansa bense garip bir yaratık, susarak ölmeninde anlamı yok artık; “Ama ben hâlâ susuyorsam (*) Sanatsever Mimar, İlerici Yazar, İşadamı, Kolleksiyoncu Murat Balkan hoca ile Tiyatro Oyuncusu, Yazar, Tuluat ve Orta Oyunu Üstadı Ferhan ŞENSOY’un nın anısına. |
özlemle akseden
bu nefis şiirinizi kutlar
esenlikler dilerim dost
selam ve dua ile.