Kardeşlerim;
Ya anlatamak isteiğimi anlatamıyorum,
-buna eminim-
yada sizleri hiç anlamıyorum
ve bilemiyorumda artık ne diyeceğimi ben
peki ama neden?

„Her geleni içeri alma!“ dedik,
ilkin bilimsel bir inceleme istedik;
Gelen girdi-giren oldu vatandaş,
bumu senin vatanseverliğin Arkadaş?

„Sosyo-ekonomik sakıncalarını düşün!“ dedik,
Doğum ve Vatandaşlık Kontrolu gereğini önerdik;
Sığınmacılar „Doğum Makinası“ oldu,
ülke vatandaş çocuklarıyla doldu.

„Ucuz yada kaçak çalışıyor bunlar,
zarar veriyorlar sendikacılığa“ dedik,
„İkametsiz 6 ay çalışma izni“ aldılar,
büyüdü işsizlik ve sefaleti yedik.

Vergi ve Sağlık Sigortası ödemeden,
askerlik hizmeti bile görmeden
-Biz Paralı Askelik yapmak zorundayız ama-
kavuştular tüm sosyal haklara;
Hastahanelerde sağlıklı bakım mı kaldı,
yada okullarda ulusal, medeni, huzurlu bir eğitim?
Üstelik hepsi sosyal yardımlar aldı,
sanki ben bu ülkeden değilim!

„Bunlar dinci, tarikatları çoğaltacaklar!“ dedik,
zararlarını tek-tek gösterdik;
„Yasa Dışı“ örgütlendiler,
seçimlerde yandaş parti‘yi seçtiler,
seçilende onlara yaptı kıyak,
kanunsuzluklarına göz yumarak.

Kardeşlerim,
onları övmekten başka kalmadı işim;
„Aman ne iyi gelsinler,
bir güzel ağzımıza etsinler,
onlarda insan değilmi?“
Dersem,
-ben sersem-
anlarsınız o zaman ne demek istediğimi;

"Dün Suriye, Afrika, Ukranya, Rusa, Afganistan,()
şimdi de Lübnan ve İran;
„Açın sınır kapılarını,
salıverin içeri Sığınmacı’ları,
itirazı yok hiçbirimizin,
gelin bu vatan sizin!“
.
Gelın beyler, hepiniz gelin;
Ana-baba-çocuklarınızı getirin,
tüm sülale akrabalarınızı da,
tabiki Türk Vatandaşı olduktan sonra."