PORTRELER (39)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın 31 Ağustos 2021’de bizlere veda eden sanatçı, yazar, tiyatrocu, tülüat ve ortaoyun üstadı Ferhan Şensoy’un anısına;
„İstanbul, özellikle Beyoğlu benim çocukluğumun, gençliğimin çok güzel platosuydu. Şimdi baktığımda o güzel yılları anımsatan hiçbir şey yok! Anılarımın üzerinden dozerle geçildi. Ses-1885’i koruma gibi bir görevim olmasa İstanbul’a Beyoğlu’na ayak basmam.“ (İBB „İST DERGİSİ“ ne verdiği reportajdan)
Taksim’den Tünel’e doğru
ağır başlı boylu-poslu tarihi binaları kabaca yana itmiş, aralarına bir kabus gibi girmiş beton kabadayılar, yan sokakları birbirine sımsıkı bağlı ve dar; İstiklal Caddesi dahada daralacak, Ama sürmeyecek çilesi ebediye değin; Tarihten günümüze dek gelen, sağlam bir zincirin her halkası gibi birbirine bağlı yerin; „Satıcı duramaz ki malını satsın, Gerçekten yaşanmış, izleri bugüne dek kalmış bu efendi boylu-poslu binaları bu ağır anı dolu zincir halkaları görmemek için, bilmemek için; „Hayvanlar yılıp kaçacak Bir gün; Geniş, uzun, endamlı bu cadde geçmişi ve kültürü ile zincir gibi birbirine bağlandığını düşün... Al sana “İstiklal” adlı çelikten bir halı, tarihi bir bütün! “Bir zamanlar duvarlar vardı bu yolda boş olan; (*) 23.01.2014 yılında yazdığım İSTANBUL SENİ (14) şiirim; Onunla yaptığım tek, kısa ve son bir sohbetin ürünüdür. |
saygılarımla