EY YOLCU (34)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın „Ülkemizde son yıllarda çok popüler olan yap-işlet-devret (YİD) modelinin anlamı, bir kamu projesi finansmanının özel bir şirket tarafından karşılanıp, kamu ve özel şirket tarafından kararlaştırılan şartlar ve süre ile işletmesinin bu özel şirkete verilip sonrasında kamuya teslim edilmesidir.
Burada elbette gereksiz yere kamu ile proje arasına sokulan özel şirketin işletme süresi ve kâr payı olacak. Peki bu pay ne kadar olacak? İşte yasal soygun burada başlıyor. Dünyada hiçbir şirket zararına iş yapmaz. Sağlık, ulaşım, eğitim, tarım vs. her alanda YİD sistemi bir başka deyişle “ye-iç-devret” sistemi uygulayabilirsiniz ama kazanan hem kamu hem de özel sektör değil, özel sektör oluyor. Burada olan şudur; hizmeti aldığımız doğrudur ama fakirleştiğimiz de doğrudur. Sayıştay raporlarına göre 2023 yılında kullanmadığımız YİD yollarına garanti kapsamında verdiğimiz para yaklaşık 57 milyar TL. Köprüyü yaptırdınız, bu desteklenebilir; peki Avro üzerinden bir fiyat ve garantili araç geçiş sayısı belirleyip 10 veya 15 yıl süre ile işletme neden veriliyor? İşletme süresi ve araç geçiş ücreti haliyle özel sektör yararına belirleniyor. Paralar özel sektöre saçılırken döviz giderek yükseliyor. UÇURUMA DOĞRU YİD ve özelleştirme ekonomik politikalarını izleyen bir ülkenin refah düzeyinin yükseleceğini düşünmek saflık olur, aksine her geçen yıl ekonominin bozulacağını öngörmek gerekir. Çünkü dövizi özel sektör çekiyor ve devlet olarak özel sektör ile mücadele şansı da yitiriliyor. Sonuç olarak böyle bir anlayış ile enflasyon ile mücadele gücü kalmıyor. Sonra eldeki son silah kullanılıp ithalat vergileri düşürülerek enflasyon düşürülmeye çalışılıyor. Bu da anlık etki ile enflasyonu düşürüp sonra hiper enflasyon olarak geri dönüyor. Şu anda geldiğimiz noktada iç piyasada fiyat kontrolü kaybedildi. Buraya kadar yazdıklarımız herkesin bildiği ve anlayabildiği basit biçimde özetlenen ülkenin ekonomik durum bildirimidir. Asıl konuşmamız gereken düzeltici faaliyet olarak ne yapmamız gerektiğidir. İşte bundan sonrası uzmanlık ve cesaret gerektiren bir iştir. Bu büyük bir kaosa sebebiyet verebilir ülkede. Çünkü freni patlayan bir kamyon gibi çok hızlı uçuruma doğru gidiyoruz. İşin kötüsü bu kamyonu uçurumdan önce durdurmak isteyen bir Meclis göremiyoruz.“ ( Sayın Yazar Selçık Koca’nın 11 Ekim 2024 Cuma günü Cumhuriyet Gazetesi Olaylar ve Görüşler köşesinde yayınladığı YAP-İŞLET-DEVRET MODELİ adlı yazısıdır.) „Gittikçe şişiyor, (*) İpotek kelimesini bilmeyen yoktur, “Mal Garantisi” karşılığı alınan borçtur; Ödemezsen borcunu üstüne gelir “faiz”, ödeyemezsen de onu, “Garantin” olur “Haciz”, malını başkası alır, sana çekip-gitmek kalır! Ama “Yap-İşlet” öyle değil; “Alamazsan kârını, öderim ben farkını...” Diyerek devleti edersin kefil, yandaşı yaparken zengin, vatandaşı ezersin. “Haciz olmak” çok b*tur, ülkeden çekip-gitmekte yoktur, “Kefil” sensin birader malın başkasına gider; “Bu borç benim değil!” de diyemezsin, Torunlarının geleceğini “Köle” edersin; „Gittikçe şişiyor, (*) Yana yatık-içeri dizeler NİSAN YAĞMURU (7) Şiirinin baş ve sonundan alıntıdır. Giden bir yolcuya yazılmış olan EY YOLCU! şiir dizelerinin; Sayın Necmettin Halil Doğan’a ait DUR YOLCU(=asıl adı BİR YOLCUYA) olan şiiri ile uzaktan-yakından hiçbir akrabalığı yoktur. Güncel olması nedeniyle yinede okumanızı öneririm. |