„Bir gece beraber oturuyorduk. Yanımızda Siirt milletvekili Mahmut Soydan, şimdiki Macaristan elçimiz Ruşen Eşref Ünaydın ve bir kişi daha vardı.
Atatürk, ertesi günü Büyük Millet Meclisi’nde okuyacağı söylevi hazırlıyordu. Mahmut’la Ruşen Eşref not tutuyorlardı. Atatürk ara sıra bana da, "Ne dersin?" diye soruyordu. Ben ne diyebilirim? Hiç... Sonra Atatürk bana döndü ve dedi ki:
" Bu memleketin efendisi kimdir?"
Düşündüm. Karşılığı o verdi:
" Türk köylüsüdür" dedi ve devam etti:
" Türk köylüsü "Efendi" yerine getirilmedikçe memleket ve millet yükselmez!..."(Anlatan Prof. Mahmut Esat BOZKURT. 10.11.1942 günkü Tan Gazetesi’nden alıntıdır.)

“Bu memleketin efendisi kim?”
Diye bugün bana sorarsan;
“Herhalde Erdoğan?” derdim,
Ata’m.

Desteklemedik köy ve köylüleri,
kapandı açtığın Köy Enüstütü’leri
evini-tarlasını satan,
şehirlere göçtü Ata’m.

Süt fiatlarını 7 aydır ayarlamadık,(*)
-kasten mi bilmem?-
çiftçiye “Mazot İndirimi” yapmadık,
Yat ve Lüx Deniz Motorlar’na ama hemen!

Buğday ve saman Ukranya’dan,
hormonlu mısır-şekeri Amerika’dan...
Birilerinin şilepleri boş-geri dönmesin diye,
tonlarca-ama-tonlarca
küflenmiş Antep Fıstığı yüklüyoruz,
“Kanser yapıyor!” diye geri yollanınca,
“Dubai Çukulatası” niyetine halka düdüklüyoruz.

Tarım ve hayvancılık berbat-mı-berbat,
Afgan Sığınmacı’ları ağalara ırgat,
-altın yumurtlayan tavuğu kesmek misali-
birde köylüm süt ineklerini keserse;
“Ne süt kâr ediyor, nede Tahıl!” derse,
mezbahaya satar inekleri tabiki,
parayıda faize yatırır,
böylece Efendi’min Efendi’si
eti alır,
kebap, köfte, şişleme, pirzola yapar, yer,
bunun adınada;
“Ka(l)kınma köyden başlar!” der.

(*) Çiğ süt fiyatlarının yedi aydır güncellenmemesi üreticiyi zor duruma soktu. Krizin büyüdüğünü ve herkesin anaç hayvanlarını keserek parayı faize koyduğunu söyleyen üretici dernekleri; “2 yıl sonra ete fahiş zam gelmesin istiyorsanız bugün bize destek çıkın” dedi. (Sayın Gazeteci Ali Can Polat’ın 8.11.2024 Cuma günü Cumhuriyet Gazetesi‘nde yayınladığı Google-News haberidir)