16
Yorum
49
Beğeni
0,0
Puan
463
Okunma
yaşamı ayık yaşamalıyız be Ahmet
suyun duruluğunu net görmeliyiz
berrak bir nehir önümüzden akarken
kimileri sarhoş omuzlarken dünyayı
biz sinirleri zıplayacak kadar ayık
biz böyle oturup kalmazdık biliyorum
yaramaz çocuklar gibiydik
durmazdık durduğumuz yerde
daha doğrusu sen öyleydin
gönlün de öyle kelebekti ki pır pır kanatlı
hiç bir çiçekten vazgeçmezdi arılığın
kuş kanatlarınsa bütün dallarda
ve sonsuz gökyüzünde özgürce
daha seni seviyorum demeden
seviyorum’a koşardı ayakların
her adımda tay tay duran bebe heyecanıyla
bilsen de kaçıncı adımda düşeceğini
hep ilk baştan başlardın
süzgecinden geçirmeden hayatı
terse akıp gitmiş sular
nasıl kurdun bu bentleri
yüzündeki güneş bile eskitilmiş
su sızmıyor alnından
şemsiyesiz ıslanırdın yağmurlarda
adımın senden kaç adım ilerde yürürdün
beyninin sigortaları atmış, elektrik kesik
bir noktada donup kalmış gözlerin
sana ne oldu be Ahmet
sen belini tutarak yürümezdin
hep gülerek başlardın konuşmaya
daha konuşmadan dilin
gözlerin verirdi selamı
artık başka makamlarda geziniyorsun
parti marti derken
üstüne de çoluk çocuk
o gözlerin hâlâ yerinde mi ne
gözlerimden ayrılmak istemiyor..
05. 04. 2012 / Nazik Gülünay