HÜZNE KARDEŞ SÜRURUMBir ebruli şarkının, her zerreyi kucaklayan vatanında Köpük köpük dökülmeye çavlan arayan, su gibi Başımı bir o taşa bir bu taşa vururum Alın yazım kan ter içinde, peşime düştüğünde Yankısı bitmez dağların en sessiz, en sensiz tanında Hislerime kurulan amansız pusu gibi Hece hece, satır satır şiire dururum Sana uzanan yollar bir bir ummana dönüştüğünde Bir damla yağmura, bir gri buluta hasret anında Unutulmuş, kurumuş ırmakların tortusu gibi Damar damar çatlayıp kururum Sözlerim, gözlerimle zamansız küsüştüğünde Sevdası nehir misali çağıl çağıl dolaşırken kanında Mecnunun Leyla uğruna yitirdiği us’u gibi Hüzne kardeş olur sürurum Firari düşünceler çığ gibi üstüme üşüştüğünde Asırlar sürse de beklerim, dert-keder hanında Gözlerinin azat bilmez mahpusu gibi Zincirleyip sözlerimi züht ile otururum Daha adı konmamış onca fırtına fikrime esiştiğinde Kirpiklerim gözyaşı şişeleriyle hem hal olurken yanında Taptuk Emre’nin şol Yunusu gibi Kan/atlanır durmaz göğe uçar gururum İçimde çaprazlaşan yollar birbiriyle kesiştiğinde Muhammed Mehmet GÜL |