OLMAYACAK
OLMAYACAK
Yıllar sonra gelip, bin pişman olsan da Af dilemeye hiç, sıran olmayacak Aynada yüzüne, hep düşman olsan da Geçmişe dönecek, bir an olmayacak Ruhun daralır da, bozulursa dengen Gözünden okunur, kederindir simgen Köşe bucak kaçıp, saklanacak gölgen Kucaklayıp candan, saran olmayacak Kederden ağlayıp, bıkınca dünyadan Gözyaşların akar, farkı yok deryadan Karanlık gecede, korkunca rüyadan Gördüğünü hayra, yoran olmayacak Külünk alıp sende, dağları yarmazsan Yol tutup koşarak, yanına varmazsan Ser verip uğruna, sende hiç durmazsan Dağ gibi ardında, duran olmayacak Vurunca yaralar, kaderin pençesi Gerçekler görülür, kalkınca peçesi Sam yeli esse de, gönlünün bahçesi Gülünce yürekten, viran olmayacak Hicranın inletir, devasız çor gibi Çaresiz gönlünü, avutmak zor gibi Acıların bitmez, yansan da kor gibi Duyup ta hatrını, soran olmayacak Heves etsen bile, geçecek tüm heves Çevrenden dolanıp, kaçacaktır herkes Seslensen uzaktan, cevap verip tek ses Seninle kalbi bir, vuran olmayacak Unuttum elemi, terk ettim desen de Visali gönlüme, zerk ettim desen de İmtihan dünyası, derk ettim desen de İnanıp yanına, varan olmayacak Doludizgin koşar firkatın kır atı Şiirler olmuştur, saadet cellatı Gülümseyip candan, vadedip vuslatı Hüzün zincirini, kıran olmayacak Muhammed Mehmet GÜL |