ŞİKAYET YOK...SERZENİŞ YOKŞİKAYET YOK...SERZENİŞ YOK La yüsel değildir bu hayat Yazgısı kara yazılıyken ağaran sakallarımın Islıklı bir ok gibi delip geçer ruhumu rüzgar Asırların yarasıdır deva bilmez Kanadıkça kanar oluk oluk damarlarımdan Herşeyi önünde sürükleyen bir nehir gibi Gam keder mürekkeptir bende Ayıramaz hiçbir şey firkatim hüzün içinde Şehrin çıkmaz sokakları gibi İçimde devasa bir çöl büyütürken Ha yağmur yağdı yağacak...Sokaklar ıslanacak Ha kapandı kapanacak...Bir uyku bastıracak Oysa her daim nöbettedir kirpiklerim Kırpmaya mecalim kalmasa da Bakışlarımda bir güz yaprağının çırpınışları Uyku bilmez gözlerim, gecem gündüzün içinde Gölgelerin arasından sıyrılıp Yamacında dimdik dururum Alnımdaki kara bahtıma eş kırışıkların Yürüdüğüm yollar aynalarda birbirine karışır Kör talih ...Karıştıkça düğümlenir, çaprazlaşır Sonra bir matem havası sarar etrafı Birden misket bombası gibi yaş düşer gözlerimden Düşer birden saçlarıma ak...Baharım sararır güzün içinde Saçlarıma apansız kar yağar,bilirim kara kıştır gelen Kayıp bir tebessüm gizlenirken kenarına dudaklarımın Dipsiz bir keder oturur bakışlarıma Kıvılcımsız başlayan yangınlar tutar afakı Gözlerim bulutlanır alevler birdenbire söner Mekik dokurken ruhum sabırla telaş arasında Şikayet yok...Serzeniş yok... Dağ gibi bir sükut büyür dillendirdiğim her sözün içinde Dün geçti kuş misali gözlerimin önünden Bir rüya olup yarın da geçecek, bugün gibi Arifsen anlarsın...Sanma gönül gözü, gözün içinde Muhammed Mehmet GÜL |