"Ah Neria"
Yokluğunun kırkıyla savaşıyorum
Varlığınla yıkanmak ahrete kalacak! .... Göz kapaklarını kaldır Küstüm çiçeği gibi boynunu bükme karşımda neria Demirden hıçkırıklarını tığla dudağımın Bakışlarını salıver gecenin duldasına Ne diye oyalanırsın ne diye söyle! Ah şu benim gramajı eksik gelen canımın sol kefesini Ağırlığıyla dolduran Kuytuluğun memesinden -sus- emziren Sessizliğimin efendisi! Ah benim kapanışı yarım kalan yaralarımın ateşbaz sancısı Acımın başkaldıranı! Çevir gözlerini Eşref saatine kur! Katliamlar dolanıp duruyor başımda Rivayetleri soğusun artık kuyruklu yıldızın Eski elbisesi yırtılsın karanlığın Ne zaman kayacak Ne zaman sızacaksın kahrımın cinayet mahalline neria Burnumun direğine yumruğunu vuruyor özlemin Kokunu taşıyan bu rüzgâr nereden gelir İçimin bozkırı toz/duman Bu taylar nereye gider neria Başıboş kurşunları yuvasından salıveren kim Aklımın çengelindeki hayâlini Emanete koyup da unutuveren kim Ah benim ses tellerimin enleminde konaklarken Genzime bir tüy bırakıp da öyle gidenim Ah benim çalı kuşum Sen benden uçarken Akşamları nereye iner Sabahları hangi dalın vitrininden selâmlarsın öyle Ah neria! Yokluğuna çatı arayan kimliksiz bir a’nın hamiliyim Yolum boşluğun soyundan nem kapıyor Yoluma çıkan ne varsa tekmeliyorum Çıkışı bulmam zor olacak ... -r) |
Şahidi bu sözler, bu tını...
Müzik yeknesak akan bir ırmak...
Etrafta var mı kimseler bilecek mi...
Usta öldüm mü ben...
Çok saygımla.