Kış güneşikavruk kentlerin yüzünde ayaz burkulur dağ doruğuyla avuçlarıma hep dikine ağzı açık kıyılar dolaşır kalabalığın köklerini sofralar ve turnalar dilleşir göç geçer ayaklarımdan beyaz bir yaz’a.. -sesimde çağırtkan nem- kafeslenen göğüslerin göğü genişledikçe odalara ne uzun susarız çiçeğin rengiyle karanlığı seğiren kelimelerin dal boşluğunda uğultu çıplak ağaçta dinler hüznü kar tozlarıyla atlanan avlunun güneş gözleriyle bakarım dudağımda öpülesi sis buzu gölge yağmuru/ yağmurların yarısında yaprağın kırmızısı sırtını düş imbikleriyle yoğuran gece nasıl anlatsam dalgaların yılgın sularını kendi gibi akan nehre ağlamalı gecenin kulağına mum ağlamalı ışık yangınları yüzüm sessiz kıyametin aralığıyla uslandığında konmalı kuşlar ver sesini rüzgar yıkılsın uçurumların yalnızlığı yağmurlar büyütelim gül kokulu hayata .... |
"nasıl anlatsam dalgaların yılgın sularını
kendi gibi akan nehre
ağlamalı gecenin kulağına mum
ağlamalı ışık yangınları
yüzüm sessiz kıyametin aralığıyla uslandığında
konmalı kuşlar
ver sesini rüzgar
yıkılsın uçurumların yalnızlığı
yağmurlar büyütelim
gül kokulu hayata
...."
Bu dizelerle biten şiiriniz,altın vuruşa ramak bir ruh hali yaratıyor insanda.... Giriş sakin.....gelişme sakin ve birden kreşendo........yürek havalanıyor... Sulu sepken bir yağmura ya da deli bozuk bir fırtınaya yakalanıyoruz ,üstelik de hiç ummadığımız bir anda şahlanıyor şiir...
Şiir belki iç sesle konuşma,belki iç ve -veya dış gözlem ,belki katarsis..... Bu şiiriniz bende iç sesinizle konuştuğunuz hissini yarattı,muhteşem sözcük ve duygularla.... KAlbî sesinizi duyduğumu iletmek isterim size,ve sizi anladığımı,şiirinizde çok şey bulduğumu.....kendime dair,insana dair,hayata ve yalnızlığa ve med-cezirli manzarasında gök/yüzlerin ...ne çok acı olduğunu bir kez daha hissettiğimi,şiirinizin vurucu akışını özel bulduğumu iletmek isterim....Tebriklerim,sevgilerimle...Saygımla...