TARÇINLI KEK
Penceremin önünde tek kanatlı kuşlar,
Bir sağa bir sola gezinir divane… Tek sıra halinde oyun oynar çocuklar. Hatırasızlığım uyanır, sivrilir, batar kalbime. Yakarak… Serin bir ikindi vakti Hiç yan yana gelmediğimiz maviliklerden Büyük yorgun gemiler geçer ağır ağır. Köpük doğurmaz pervanesi Martılar dadanır yelkenine. Ağıtlarım yankılanır güvertesinde. Sessizce… Ben bilmem hangi kitap hangi cümleyle biter. Şirazem kaymış, mürekkebim dağılmış yer yer. Kapağım kırışmış, yapraklarım parçalanmış birer birer. Nihayetinde çöpe atılmışım bir gece yarısı. Karanlık sokaklarda beni buldun mu? Sen usulca gezinirken ayaklarına dolansın en güzel satırlarım. Eğilip alırken beni ellerine, Üzüm salkımı saçlarının sıcaklığı vursun yüreğime. Bitip tükenmeyen gecelerin kesilmiş nefesi de olsan, Gelirim. Ya da Kendini yorma kuytu köşelerde. Vakit kış, Hava soğuk, Üşütürsün. Köşene çekilip bekle. Belki birazdan kapıyı çalarım. Telaş etme. Sağı solu düzeltme. Yamuk kalsın masanın örtüsü Bardağın dibinde dursun çayın tortusu Küllüğü boşaltma, Yoksunluk kadar zehirlemez izmarit kokusu. Makyaj yapıp süslenme. Toplama saçlarını. Çatlamış dudaklarına boya sürme Gözlerine rimel çekme Hiç bir hazırlık yapma. Ben aşkı doğaçlama severim. Pasta börek yapacağım diye Salkımları bozma bağ bozumundan önce, Kek tarçınlı da olsa yerim. |