Aynadaki tenözensiz siyahın kızılımsı kadifesi kuğu bir süsün çığlığı.. kısır bahçelerin gerginliğinde kalın susmalar ay ışığıyla geceyi dokur yüzüme üstelik ölmemişken kimse ve hiç kimse kendine benzemiyorken hüzünlü gül gibi uzur da uzar hiçliğin testisine.. sisli sözleri yerden kaldıran çıplak odaların alnında solgun aşklar kırıyor karanlığı bir yıldız sağırlaşıyor sonra biri daha.. umursamaz rüzgarın ruh ateşiyle saçılan sapsarı tül küllerini esiyor parmakuçlarıma ince ince kaç kuş dün ve ayna arasından düşüyor.. daha yarısındayım gecenin gizlenen suyun ve göçün çöl kıyametin öyküsüyle yılkılanan zaman birazdan düşecek gözlerimin tuzundan akacak harelenen bir yol. büyülü gülüşler büyüdükçe yalnızlığın giysisiyle tarihin soluğundan kuyu çekilir ellerime hep geç kalan gemilerin yokluğuna söner mum.. çatlak duvarların surlu gölgeleri zelzele somurtkanlığında düşleri gelinler belendikçe yanık otlar gibi ölüm içi bulanır aynanın.. giderek tenhalaşan bir hâl tanımaz olur güz’ün sarışın bir çocuk doğurduğunu ki, göğü büyüten meşale siyahı çağırır mavi gözlü sabaha.. motif işler sesler gecenin mor saksısıyla bahar’a.. .... |
Yüreğine
Emeğine
Sağlık
selam saygı ve sevgimle.