Güngeç kaldım diyordu güneş doğmaya yıldız parlamaya kuşlar uçmaya kaç var sabaha uyanmaya geç kaldım diyordu gözlerin pırıltısı çiçek ağır, kağnı değin ağır bir gün uyukluyordu haziran nisan’a aşık kırk ikindi yağmurlarını çalmış serpiyordu, uyanmaya çalışan insana çoktan yol almıştı erkenci yolcular herkesin farklı bir yolu duruşu vardı her açılan pencerede başka başka bakışlar değerlendiriyordu günü gün alacağı ölçüde dolmuştu ağlamaya yakın gülmeye mesafeli bir dokunsa patlayacak şişirilmiş bir balon iyi biliyordu gün herkes önce kendine uyanık kaldıracağı şeyleri istiyor zamandan taşıyacağı kadar mutluluk ve keder uzak olsun diyordu hüzün herkes döksün eteğinden silahı yaşamaya geldik bu ışıkları sürekli kısılan dünyaya bizden öncede yaşayanlar vardı bakın onlara hiç yaşamamışlar sanki hiç uyanmamışlar umutlu günlere kalan ne?.. 11. 06. 2015 / Nazik Gülünay |
Buharlaşip uçan huzur ayaklar altinda ezilen onur takir ederim degerli şairem kiymetli şiirini hep düsünduruyor beni şiirlerin harika anltimi ile selamlar iyi geceler