(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
........ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
........ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Uzun sözün kısası ; Ruha bir ten giydirme telaşı bu yüzden olsa gerek diye düşündüm rüzgâr’ın kıvrımlarıyla boşluğa gövdelenen o aynanın buğusunu.Ve üzüm çığlığı taşıyan kuş mısralarının takıldığında yalnızlığın üryan sabahına..
Kelebek doğuruyorsa ateşten, ömrümüzü çalıyorsa şarkılar suzinak makamında,
Kırılgansa ağaçlar, güvercin selamıyla selamladığımızda yine de duymuyorsa, küsüyorsa gök, kirli duvarların soluğuna sokuluysa zaman, Teni beton, suları kan Bu vahşi mekânlar Hayallere meydan okuyarak bir bir ışık boğan zindanlar
Düşlerde acılı bir coğrafya Maviye adanan gölgeler beyaz bir gelinlik heyecanı tasıyan anlar, ervahtan bir eyvaha çığlıktır hep. ...
Hâlâ güneş görmemiş Ve hâlâ içimizde saklı bir denizsin ey hayat sen! Keşfedilmemiş. ...
Uzun sözün kısası derken çok konuştum yine sürçi lisan ederim diye korkarım
Eyvallah kadirşinas ve tılsımlı şaire.. Selem ile.
" zara" yazılan ömürlerden " ervah"ına bir ömrün...
bir bütüne resmetmekten kaçınırım bu şiiri, belki ömür, ömürler ve onlarcasına resmetmek sanki. kendini yazmıyor anladığımca şair, pencereden yola bakıyor, şiirlik oluyor sonra, benim, senin, onların yüzüne ve arada kaynatmışlığı muhtemel kendini. sonra şiiri yağmura dönüştürüp, hepimizin gözüne sadece bir damlasını bırakıyor, ruhumuza selamıyla elbet, alabilmeyi becerdiğimizce ama. sımsıcak ölümler ve şarkıların rengarenk kelebekler doğurduğuna şahitliğimden, uçan kuşlara kanat olmamışlığı bilmemek ne de çok ervah'ı mıza yara olsa da elbet.
yağmur deyip ne olduğunu da bildiğimden usta, kabul edin demişliğim bakidir elbet siz kendinizi ustaya saymasanız da, bizim her yağmurun damlasına usta demişliğimizi.
Ruha bir ten giydirme telaşı bu yüzden olsa gerek diye düşündüm rüzgâr’ın kıvrımlarıyla boşluğa gövdelenen o aynanın buğusunu.Ve üzüm çığlığı taşıyan kuş mısralarının takıldığında yalnızlığın üryan sabahına..
Kelebek doğuruyorsa ateşten, ömrümüzü çalıyorsa şarkılar suzinak makamında,
Kırılgansa ağaçlar, güvercin selamıyla selamladığımızda yine de duymuyorsa, küsüyorsa gök, kirli duvarların soluğuna sokuluysa zaman,
Teni beton, suları kan
Bu vahşi mekânlar
Hayallere meydan okuyarak bir bir ışık boğan zindanlar
Düşlerde acılı bir coğrafya
Maviye adanan gölgeler
beyaz bir gelinlik heyecanı tasıyan anlar, ervahtan bir eyvaha çığlıktır hep.
...
Hâlâ güneş görmemiş
Ve hâlâ içimizde saklı bir denizsin ey hayat sen!
Keşfedilmemiş.
...
Uzun sözün kısası derken çok konuştum yine sürçi lisan ederim diye korkarım
Eyvallah kadirşinas
ve tılsımlı şaire..
Selem ile.