Yaşlı Ağaç
her şey Su’yun gereğince başladı
başka biri olmamı tekrarlı imgelere sardı zamanın şekillendirdiği karanlık sonra özensizce çizdi yola akan gölgemin sana dair acısını kanatlandık da hatırlayamam hiçbir zaman duadan çatısı, hüzünden kapısı eskimiş kelimeler duvarlarının içine yerleşti evimizin nasıl da uçuyorduk görmelisin dinleyince tıpkı bir kalp atışı dinleyince ırmak sesi sen susunca üşüyordu bildiğim bildiklerim kaynağında daha mı güzeldir dersin? belki de onları pembe zarfı olan bir mektupla çocukluğuma göndermeliyim bir boşluktan verev kesilmiş varlığım sonra bir türlü bir yere sığamayan hallerim artık senin ne şehir büyüttü beni ne sokaklar düştüğümce yaşlı bir ağaç oldum Onun gibi toprağa konuşan Benim.. |