Ağlayışım Çağla Ağacının İlk Yaz Merakı
Ağlayışım Çağla Ağacının İlk Yaz Merakı
gözüm ısırdı güneşi sana mı benziyordu aydınlık yoksa yokuş yukarı yürüdüğüm şu sokak mı ellerimde yağmur çamur umut filesi gözüm ısırdı güneşi gülmek miydi bu martılar ne kadar mütebessim iyimser iç tırmalayıcı tatlı köpüklenmesi yaz denizlerinin sevdim vapurda ellerini tutmayı ama yalnız öğle güneşinde ölümle tahtarevalli oynayarak iç çekişli günüm benim sıcaksın işte bir çocuk evine sabah süt ve ekmek götürüyor ayakları can çekişmeden gülüyor gözüm ısırıyor seni bir yerden kadıköy’de kedilerle oynaşan bu tatlı huysuzluk beni ölümlerden ölümlere taşıyan kabulleniş huzurumsun kalın sisler kaplasa da kehkeşansı düşlülüğümüzü elimden tutmamandır o rüyalarımda düşmem bir başka yükseklerden uçurtmadır ağzın dişin kokuşun güzelliğin güzelliğinin misinası ellerimde tuttuğum kalemin en güzel şiiri hüzünlü duruyorsam toz bulutlu ayrılık şarkımızın sonbahar sarısı güneşliliğinde eğik bükük şimdi evlerinizin rengi sokaklar ağlayışı gülüşü çocuklarımızın gözüm ısırıyor seni seni beklerken ağlayışım çağla agacının ilk yaz merakı çağla ağacı merakla baharı gözlüyor biz usturayla kesilmiş gibi paramparça beni bıraktın aynalarda sarsıntılı karanlık surları yıkılırken umutlarımın bir çocuk eve ekmek süt ve gazete götürüyor ayakları ıslak üşüyüşlü gülüşlü sevişmelerimizin daimi sakini martılar ve kargalar seni seviyorum sadecelikte dudakların bir kez gülse ağlıyor iki kez gözlerin sarılıyoruz etraflıca zamana Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |