Hey Sessessizlik tepesine inen taşı duymuyor bildiği taşa oynuyor karanlık havuza bildiği fıskıyeyi yapıyor çiftliğe bildiği sarayı yol açıldıkça geriye ekmeğimiz eksiliyor küçülüyor cebimiz kısılıyor sesimiz bir kumandası var sanki hani bizim elimizdeydi kumanda istediğimiz programı izlerdik bize odaklandığında görüntü gülümseyerek bakardık kimler çaldı gülümsemelerimizi düşürdüler elimizden kumandayı bildiğimizi unutturuyorlar küfrediyorlar en büyük değerimize hiç yakışmıyor insanlığımıza bu çekip sündürmüşler geçmişe doğru dünü yaşıyoruz yeniden bugün tutsak alınmış bir ağza bakıyor kurtulmak ses tıkıldığın yerden çık lütfen topla bir araya fısıltıları ister ağza bir parmak bal sür konuştur sessizliği.. şansa kalmasın ayın parlaması güneşin gözünü açması dağın toparlanması uyku yorganını üstünden atıp yolunda yürümesi ses vermesi sakin ırmağın köpürüp taşması yatağından hey ses! bir ayar ver kendine karanlık dokunamasın!.. 27. 10. 2018 / Nazik Gülünay |