OyukTelleri ıslatılmış sazın gürültü sularından geçiyor zaman Dudaklarında sis ve ağaçlar buğulanıp gözlerimin uçurumuna Gece kıyısı şehrin türküsüyle sessizliğe derinleşiyor... Aklımın ay yanığına ince ince çarpan Zeytin dallı kuşların konuşkan yoluna Anlattıklarımı seriyorum An mavi bir romanla yüzünü uyanıyor sızımın kırığına.. İçimdeyse durmadan koşan bahar yokuşlu çocuklar Kör ışığın kanatlı kelebeği ki Benimle kendilerini büyüyorlar Avuçlarımda kızgın ateş Düş atı bir bağlama Kırmızıya yakın boşluğun oyuğunda ürperiyor yıldızlar Kuytularına gökyüzü ağzıyla seslenip Açılan gemilere bağırıyorum giz tohumları Gül gibi kanayan haki yalnızlığın sus duvarlarını duyuyor musun Dilimde yaralı yol -sustum Hiç bir karanlığa benzemiyor sustuklarım- Bulutlar geçiyor üzerimden Kalbimden yaldızlı sabahlar Rüzgar hışırdasa sessizliğin sen odalarına Papatyalar kırılıyor Ah sevdiğim ah Kendime getirebilsem seni Güneşe kapılar çalınacak Ki biz Yan yana Hep iki dize arasında .... |
kaleminize kuvvet...