bir ayrılığın anatomisibir kıskançlık gecesinin sabahında hayırsız bir ana gibi günaydınsız bırakıp gitmiştin beni odama teklifsiz giren, bir güneşle baş başa en kırmızı rujunla yazmıştın bembeyaz duvarlara, "sabahlara çıkışın olmasın İnşallah" akşamdan kalma hüzünlerle... nur içinde yatmanı dilerim "melekler gibi uyuyorsun Maşallah” bir çocuğu ağlata ağlata öpmek bir adamı döver gibi sevmek benim işimdir derdin tayyör etek, metal gözlük, topuz saç ben sana arsız, ben sana vefasız, ben sana hayırsızım ben sana hasım …sen anladın. çocukların çoktan ağlayıp uyuduğu geç söylenmiş ninniler gibiydi yüzün Yedi Uyuyanlar şehre inmeden önce ben efsane olmalıyım demiştin nedenin… nedensiz, neden bir pişmanlığın başlama düdüğü çalmadan bitmeli bol gollü beraberliğimizin, uzatma dakikaları tam sana yaraşır bir not ağlıyordu sımsıkı kapalı bir kapının doksanında “pinokyo bey!.. sol anahtarı paspasın altında ağzına lâyık yalancı dolma var buz dolabında...…” buz gibi penaltılar kesmiyor beni gözlerimden ne alt yazılar geçiyor, kimse bilmiyor baba…baba diye ağlarken, boynuma sarılmış ihanetlerim ayın on dördünü vurdu dün akşam içimde susmayan silah seslerim |
Kutlarım...
Beğendim...
......................................... Sonsuz selamlar..