29
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
7771
Okunma
kim anlatabilir ki şu küçük kıza
acının
kirpikleri kadar uzun
ve bilhassa
saçları kadar
kısa kesilmiş bir öykü olduğunu
saklanmak için kendine
dörde katlanmış mendilinde
solmuş anne bakışları
kısa keselim demiştik ya
bu hikayenin başında
saçları gibi ucundan azıcık
düzeltilmeli
rötuşsuz fotoğrafları kaderin
ve acilen kabul edilmeli
hicranlı çocukların
kanun hükmünde kararnameleri
yanında konuşulmuyor ya...
suskunluk,
o sulandırılmış kara
ve bir ömür boyu yara
annenin hiç dökmeden yedirdiği
dökmeyen cennete gider...
dediği
nar taneleri
nur taneleri
annesinin bir taneleri
hiç lekesiz beyaz poplin gömlek
annenin en son giydiği
ayan beyan
ayaz beyaz
ve ölüm,
ölüm beklenen misafirdi
maalesef
evde yokuz denemedi
belki de sırf bu yüzden
basireti bağlanmış dillerin
ah o varmayan dillerin…
bir daha denenmeli
başka zaman bekleriz …
sokakta tanımadığın acılarla
sakın ha
konuşma...
diyen de yoktur artık
pek oralı da olmuyor
peşisıra dolaşan hüzünlü insanların
aldırmıyor artık nisanların
sonbahar aylarından sayılmasına
peşinen öğrenilir en hasından
ilk kural düşmemek
en birinci
düşerken kaldırılmalı kuralın ikincisi
ağlanmamalı annenin adıyla
olan olduktan sonra
susmak noktalı virgül
en iyisi ağlamamak...
sonra hep anne diye ağladığı
yerleri acır insanın
hep annesiz yerleri ağrır
sonra…
ne sonrası
sonrası yok
bunu kafana sok …
peşin peşin yaşanmışsa yoksunluk
acısı taksit taksit ödenir
nasıl denir
bir nev’î, bir nev’î
en hayırlı vefasızlık
unutmuş gibi yapmak dönmeyeni
gel küçük kız çekinme
hüzün içimizden biri oldu artık
içimize içimize döküntüsü
hasretin kızamık halleri
hep içe içe açan yâreleri
tomurcuk gülleri sanıyorlar
oysa ne titreyen dizleri vardı hayatın
ne öksüz kızlar kadar içine dik yokuşları
yok öyle bir şey…
şu umursamaz duruş dışarıdan bakınca
çoktandır söylemiyor
önünden anne geçen şarkıları
dudak tiryakisi teselliler kifayetsiz
hep içine içine çekiyor fırtınaları
içinizden kim söyleyecek şu küçük kıza
gamze çukurunda unutulmuş gülüşlerin
bu evden taşındığını
geri gönderilmiş mektuplarda mahçup kırmızı
“ADRESTE BULUNAMADI” ibaresini
Son defa soruyorum hepinize…
Kim söyleyecek küçük kıza içinizden
günnük ağaçlarının gölgesinde uyuyan
yitik anne baladını
öksüz kızlar serenadını
söyleyin içinizden kim boyayacak
şu küçük kızın göz boyama kitabını
dışına taşırmadan
ve bakışlarından utanmadan
bakışlar ki yüzlerce kırık ayna
yoksa çok mu sevimsiz gelir cevap bulmak
şuncacık bir kız çocuğunun
kısa kesilmiş sorularına
ve yine peşisıra gelen günler devamsızlıktan
sınıfta kalıyor kısa konçlu mutluluklar
okuldan dönmek istemiyor ayakları
her gün evde yer değiştiriyor
bir çok demet kuru çiçek
bir çok çelenk iskeleti
bıktım artık şu evde bekleşen anılardan...
…geri geri gidiyor ayakları
ne küskün bir akşamın şarkısıdır bu böyle
ne çok yılgın
ne çok kırgın
hiç biri değil…
pencereler bakılmaktan yorgun
kapılar içine içine kapanmaya alışık
ulaşılmaz anları vardır ya her insanın
ilişmeyelim
ev ödevini tek başına yapsın küçük kız
hiçbir yardım almadan
hüzünlü anlar kitabından
resim-Always Welcome -1887
Sir Lawrence Alma Tadema
5.0
100% (9)